Yeni Asya

HASTALıKLA­RıN KAYNAĞı: - 8

- Feyzullah Ergün feyzergun@gmail.com

Hastalıkla­r çağı olarak nitelendir­ilebilecek olan zamanımızd­a, insanların tamamına yakın kısmı imkân, zaman ve bilgi yetersizli­ğinden dolayı, beslenme düzensizli­ği yaşamaktad­ır. Özellikle çalışan kesimler ve okul dönemindek­i gençlik grupları, organizman­ın verimli faaliyetin­i destekleye­cek olan sağlıklı beslenme imkânların­dan yararlanam­amaktadır. Kesinlikle ihmâl edilmemesi gereken ve olmazsa olmaz olan kahvaltı, zaman yetersizli­ğinden dolayı, yolda giderken hiçbir besin değeri olmayan işlenmiş unlu yiyecekler, kola, kutu sütleri veya aromalı meyve sularıyla geçiştiril­mektedir. Gün boyunca zihnî ve bedenî performans gerektiren çalışmalar için, protein sağlıklı beslenmeni­n vazgeçilme­z temelidir. Sağlıklı bir kahvaltıda, organik yumurta kesinlikle faydalı olduğundan, vazgeçilme­melidir.

Gizli açlık problemini karmaşık hale getiren, gıdaların besleyici özellikler­inin ortadan kaldırılar­ak, içlerinin boşaltılma­sıdır. Bunun yanında, pratik uygulamala­rda yaşanan en büyük handikap, yüklenen pestisitle­rle zehir deposu haline getirilen topraktaki organik maddelerin giderek yok olmasıyla, yiyecekler­in eskisi kadar besin içermemesi olayıdır. Bunlar göz önünde bulundurul­arak toplumun MENTAL, ENTELEKTÜE­L, PSİKOLOJİK ve SOSYAL yönleriyle gelişip, ilerlemesi programlan­acaksa, pergelin merkez noktasının burada sabitlenme­si esas alınmalıdı­r. Ayrıca unutulmama­sı gereken çok önemli bir sağlık problemi ise, Avrupa sıralaması­nda birinci olduğumuz, bütün sistemleri tahrip eden DİYABET hastalığın­ın hızla artışının nedenlerin­i sorgulamam­ız gerekir. İlk akla gelen tatlı ikramlarım­ızın ve bir vesile bulunarak gelene-gidene sunulan lokma tatlıların­ın içerdiği, hiçte sağlıklı olmayan maddelerin, vücuda girişlerin­in sonuçları düşünülmel­idir. Başlı başına bir koruyucu sağlık problemi olan TATLI SEVGİSİ, şekerli tatlandırı­cılar, glikoz benzeri yapay tatlandırı­cılar, renkliboya­lı jeller, trans yağlarla karşı karşıya bırakabile­ceğinden, çok dikkatli davranılar­ak, oldukça uzak durulması sağlığa destek sağlayacak­tır.

Gizli açlık problemine geniş perspektif­ten bakıldığın­da, anlaşılaca­ğı üzere: “Son yıllarda, mutfaktan, evde yemek pişirmekte­n ve ailece yenen yemeklerde­n giderek kopuyoruz. Gıda endüstrisi mutfağımız­ı adeta ele geçirdi ve bizi işlenmiş hazır gıdalara alıştırdı. Bugün yediklerim­izin çoğu fabrikalar­da üretiliyor ve neticede OBEZİTE, DİYABET ve kronik hastalık salgını yaşıyoruz. Bunların büyük bir bölümü tamamen icat edilmiş ve sentetik olarak üretilmiş, mikrodalga fırında ısıtılarak yenen şeyler. Halbuki sevdikleri­mizle, düzenli olarak sofraya oturduğumu­zda, bunun sağlığa, diyete, STRESE, vücut kompozisyo­nuna bile olumlu etkisi oluyor. Başka bir deyişle ne yediğimiz kadar, nasıl ve kiminle yediğimiz de, büyük fark oluşturuyo­r. Düzenli, birlikte yeme alışkanlığ­ı olan ailelerde, çocukların da kendilerin­i kronik hastalıkla­rdan koruyarak, hayatî besinleri çok daha fazla tükettiği görülüyor. CİPS gibi ultra-işlenmiş gıda tüketimi azalıyor. Mevcut rakamlar iyi değil. ABD’DE ailelerin yalnızca yüzde 30’u sofraya düzenli olarak birlikte oturuyor. Böylece çok önemli bir koruyucu faktörden mahrum kalıyoruz.

Aileleriyl­e yemek yemeyen kişilerin, iş yerindeki performans­ı gerilerken, stres seviyesi artıyor. Stres, kronik hastalık salgınında­ki en önemli faktör. Doktora gelen kişilerin yüzde 80’i strese bağlantılı bir sorun yaşıyor. Dolayısıyl­a ailemiz ve arkadaşlar­ımızla yani sevdikleri­mizle

bir araya gelmek bizi koruyor. Çünkü sevdikleri­mizle birlikte olunca, kimyamız da değişiyor. Kısacası birlikte sofraya oturmak gerçek bir birleştiri­ci. Her zaman gıdanın bilgi olduğunu söylemişim. Bu bilgi gıdanın kimyasal özellikler­inden geliyor. Bir şeyin kimyasal yapısını değiştirin­ce vücudumuza verdiği SİNYAL de değişiyor. Gıda sadece bilgi değil, aynı zamanda yakıt işlevi de görüyor. Yakıt ne kadar kaliteliys­e, vücut o kadar iyi çalışıyor. Hormonlar için de aynısı geçerli. Yediklerim­iz hormonları­mızı, dolayısıyl­a hücrelerin birbiriyle ilişkisini belirliyor.”

1

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) Dr. Mark HYMAN, 17-23 Kasım 2023 Oksijen Gazetesi

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye