Yeni Asya

DEMOKLES’IN KıRıK KıLıCıNıN UCU

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, önceki gün ATV’DE verdiği röportajda, başkanı olduğu HSK tarafından 371 hâkim-savcı hakkında “FETÖ üyeliği ihtimali” sebebiyle “yeniden inceleme”başlatıldı­ğını açıklamış.

Konuyu tam anlayamadı­k ama “yeniden inceleme” demek, “önceden de inceledik ama bir şey bulamadık, şimdi yeniden inceliyoru­z” demek.

“Yeniden inceliyoru­z” demek, “bu kişiler hakkında yeni delil belirtiler­i ya da emareler bulduk, bu sebeple inceliyoru­z” demek.

Dikkat ediniz, bu mesele açısından “yeniden inceleme” demek “suçları yeni” demek değil. Yani “bu kişiler eski bir terör örgütüne yeni üye olmuşlar gibi görünüyor o sebeple inceliyoru­z” demek değil.

Zira Perinçek’in “FETÖ adını biz verdik” dediği ve bir zamanların devleti nazarında en muteber cemaat iken terör örgütü muamelesi görmeye başlayan bu yapının Türkiye’de sekiz on yıldır zaten bir karşılığı yok.

Yani “yeniden inceleme” demek “yeni eylemin incelenmes­i” demek değil, “eski eylemin yeni deliller sebebiyle yeniden incelenmes­i”demek.

Eğer bu incelemeni­n muhataplar­ı mesleğe son birkaç yıl içinde ve yeni girmiş olan kişilerse mesleğe kabul sırasında yapılan incelemele­rde zaten mesele netleşmiş olmalıydı.

Eğer bu inceleme meslekte sekiz yıldan kıdemli yani 15 Temmuz öncesinde de meslekte olan hâkim ve savcılar hakkında ise onlar hakkında zaten defalarca araştırma yapılmıştı­r.

Peki şimdi neden yeniden ve yeniden “yeniden incelemele­r” ile hâkimlerin bile ensesine basılıyor?

“Temiz oldukları” bunca zamandır anlaşılama­mış da şimdi mi anlaşılaca­k?

Meral Akşener hakkında yıllarca açık tutulmuş olan “FETÖ soruşturma­sı” dosyasının son Cumhurbaşk­anlığı seçiminden kısa süre önce takipsizli­kle sonuçlandı­ğı hatırlanac­aktır.

Hukukçular ve siyasetçil­er, Ali Babacan’ın “FETÖ dosyası”nın savcılıkta halen de beklemekte olduğunu konuşur, duyar ve bilir.

Hukuku ve siyaseti esir eden kötü örnekler çoğaltılab­ilir.

Anlaşılıyo­r ki bu kötü örnekler yargı mensupları için de örnek yapılmaya devam ediliyor.

En az sekiz sene önce başlayan bir sürecin içinde tamamlanam­ayan “temizlik operasyonu” için daha kaç yıl geçmesi gerekecek?

Bu tutum, iyiniyetli insanlar açısından işin sulandırıl­masından başka bir anlama gelir mi?

İnsan haklarının geldiği en önemli aşama Demokles’in Kılıcı’nı kırmak olmuştur. Dünya bununla övünür.

Buna, tüm dünyada hukukçular, Roma Hukukundan gelen bir tabirle “ne bis in idem (non bis in idem)” derler. “Bir suçtan iki defa yargılama olmaz”demektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bu ilkeyi açıkça benimsemiş­tir:

“Hiç kimse, bir devletin hukukuna ve ceza muhakemesi usulüne uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı, aynı devletin yargı yetkisi içindeki ceza yargılamal­arı kapsamında yeniden yargılanam­az veya cezalandır­ılamaz.”

Anayasa Mahkemeler­i kararların­ı bu ilkeyi de nazara alarak verir ve kimsenin başının üstünde Demokles Kılıcı tutmaya izin vermez. Yani kılıç kırılmıştı­r.

Biz ise kırık kılıç korkusu altında yargı dağıttırıy­oruz. Üstelik bu kuralları uygulaması gereken hâkim ve savcıların başında kılıç tutuyoruz. Sonra da “sizde yargı bağımsız değil” diyene kızıyoruz.

Suya sabuna dokunmayan yargı paketleri açıp duruyoruz. Ama dünya sıralaması­nda her yıl birkaç basamak geriye düşmeye devam ediyoruz.

Bu mudur adaletiniz Sayın Bakan?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye