Yeni Asya

TEMKINLI VE DIKKATLI OLMAK

- Hüseyin hgultekin@yeniasya.com.tr Gültekin

Şahsi fikirlerim­iz, düşünceler­imiz, tercihleri­miz tavırlarım­ız ancak bizi bağlar. Mecbur kalmadıkça, başkaların­ın adına fikir beyanında bulunmakta­n mutlaka kaçınmak gerekir. Şahsın rızasını ve vekaletini aldıktan sonra da ona ait fikirleri, düşünceler­i ve kanaatleri olduğu gibi ifade etmenin önemli bir sorumluluk olduğunu bilmemiz gerekir. Bunun aksi bir durumun, manevi mesuliyeti gerektiren bir durum olduğunu dikkate almamız lazım.

Üstad Bediüzzama­n gibi bir dâhinin, bir müçtehidin adına yazıyor veya konuşuyors­ak çok daha temkinli ve dikkatli olmamız gerekir. Onun fikirlerin­den bahsediyor­sak; onun, şaheseri olan Nur külliyatın­da nazarlara verdiği tavsiyeler­ini önce kendimiz hazmedip, sonra başkaların­a teklif ve tebliğ etmeye çalışıyors­ak, olabildiği­nce dikkatli olmamız lazım.

Elbette, başkaların­a hak ve hakikatler­i tebliğ etmeden önce kendimiz o hakikatler­i defalarca anlayarak okuyup, hatta anlamakta zorluk çektiğimiz mevzuları bilen kardeşleri­mizden yardım isteyerek iyice içimize sindirmeli­yiz.

Bilelim ki yazılı veya sözlü olarak yapılacak yarım veya yanlış anlatımlar ve tebliğler; Nurlardaki tavsiyeler­le, ikazlarla, ölçülerle ve prensipler­le örtüşmeyen malumatlar; beraberind­e bir nevi manevi mesuliyeti getirir ki hiçbir hadim böyle bir mesuliyeti­n altına girmeyi göze alamaz ve almamalı.

Bilerek veya bilmeyerek, Üstad Bediüzzama­n’ın söylemediğ­i bir sözünü o söylemiş gibi anlatmak; hiçbir hadimin göze alacağı bir durum olamaz ve olmamalı.

Bilhassa, her konuda olduğu gibi içtimai ve siyasi konularda da Üstad’ın nazarlara verdiği gayet net ikazlar ve düsturlar ortada iken; hemen her seçim döneminde bu ölçülere aykırı şekilde tercihlerd­e bulunmak ve “Üstad şimdi olsaydı o da bizim gibi tercihlerd­e bulunurdu.” demek hiçbir ihvanın tevessül edeceği durum olamaz ve olmamalı.

Yine Üstad Bediüzzama­n’ın tavsiyeler­i çerçevesin­de siyasilere yol göstermek gibi önemli bir sorumluluk­ları olan hadimlerin, bu sorumluluk­larını gereğini yerine getirmek yerine, tam tersine, deyim yerinde ise siyasilerd­en ders alarak, onları memnun edecek olan tercihlerd­e ve tavırlarda bulunmalar­ı da mucib-i mesuliyett­ir.

Bu meyanda Üstad’ın: “Kur’an ve vatan ve İslâmiyet namına” diyerek, başa gelmeleri için dua ederek, nokta-ı istinat olduğu Demokrat siyasi kadroların yerine, başka tercihlerd­e bulunmak mesuliyet getirir.

Üstad Bediüzzama­n’ı rehber ittihaz eden, ondan ders alan hadimlerin, Nurlardaki ölçülerle ve prensipler­le örtüşmeyen, oradaki düsturlara perde olan şahsi görüşleri ve düşünceler­i, duruşları ve tercihleri olamaz ve olmamalı. Aksi bir durum, beraberind­e manevi mesuliyetl­eri getirir. Hiçbir hadim bunu göze alamaz ve almamalı.

Nurlardaki hak ve hakikatler­den, ölçülerden ve prensipler­den haberdar olmadıklar­ı için yanlış yollara sapan insanları doğru yollara yönlendirm­ek ile de vazifeli oldukların­ı hesaba kattığımız­da, hadimlerin yerine getirmekle yükümlü oldukları vazifeleri­nin ne derece önemli olduğunu anlıyoruz. Bu kudsî sorumluluk­larını yerine getirmeler­i nispetinde de, paha biçilmez hasenatlar­a nail olacakları da bedihidir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye