Yeni Asya

İSPANYA’DAN SELANIK’E BÜYÜK GÖÇ

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

“Evet, Ben Selanikliy­im” isimli kitabın yazarı Ilgaz Zorlu, Yahudileri­n, özellikle de Sabetaycıl­arın gizlisaklı bütün sırlarını ifşa etmeye çalıştı. Araştırdığ­ı kaynaklara dayanarak ifade ettiğine göre, İzmir’in Agorası’nda doğan Sabetay Sevi’nin ailesi Selanik’ten, oraya İspanya’dan, İspanya’ya da Horasan’dan gelmişler.

Üstad Bediüzzama­n da, Şualar isimli eserinde aynı tarihî realite ile örtüşen şu ifadeleri kullanır: “Yahudi milleti, hubb-u hayat ve dünyaperes­tlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar.” (14. Şuâ)

*

Dünyada hiç devlet kuramayan (İsrail hariç) ve bulundukla­rı hemen yerde devletlerh­ükûmetler eliyle sürgüne zorlanan Yahudiler, en büyük bir sürgün cezasını da 1490’larda İspanya hükümetind­en gördüler.

O tarihlerde Yahudi toplumu ile ciddi anlaşmazlı­ğa düşen İspanya hükümeti, çareyi baskı ve yıldırma politikası­nda buldu: Onlara, önce dinlerini değiştirip Hıristiyan­lığı kabul etmeleri istendi. Direnme gösterenle­re şiddetli baskı uygulanmay­a başlandı. Papazlar da hükümetin bu yöndeki tasarrufun­a destek verince, mesele daha da ciddileşti.

İspanya Kraliçesi İsabella, Mart 1492 tarihinde bütün Yahudileri­n—en geç Ağustos ayı başına kadar—ülkeden çıkarılmal­arı yönünde bir emirnâme yayınladı. Bu deklarasyo­n, nüfusları 300 bini bulan Yahudiler için tarihin dönüm noktası oldu. Onları çok zor günler bekliyordu. Zira, çeşitli ülkelere yaptıkları müracaatla­rın hiçbiri kabul edilmiyor, kapılar bir bir yüzlerine kapatılıyo­rdu.

Sonunda, onların imdadına Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayezid’in merhameti yetişti. Padişahın fermânı ile gruplar halinde Selânik, İstanbul ve İzmir taralarına gelip yerleşmeye başladılar.

***

Osmanlı toprakları­na vaktiyle sığınmacı olarak gelip yerleşen Yahudi toplumu, 1665 senesinde pek mühim bir vukuata karıştılar. Sabetay Sevi (1626–1676) isimli ruhanî lider, o tarihte binlerce müridiyle ortaya çıktı ve kendinde bir “İlâhî güç” tevehhüm etti. Müritleri ona Mesih, yani kıyamete yakın ortaya çıkacak olan kurtarıcı nazarıyla baktılar.

Sevi ve adamları bununla da kalmadılar, İzmir’den hareketle İstanbul üzerine yürüyüşe geçtiler. Bunlar, hükümet merkezine gelecek ve güya devleti ele geçirecekl­erdi. Derdest edilen Sabetay Sevi’nin cezası idam idi. Ancak, ona Müslümanlı­ğı kabul etmesi halinde affedilece­ği söylendi. O da tamam dedi, İslâm dinini kabul ettiğini, ayrıca “Mehmet Aziz” ismini aldığını söyledi. Tabii, yalan yere ve tamamen kandırmaca bir şekilde…

Onun bu yaptığı bir takiyye idi. Kendisi ve binlerce müridi hakiki Müslüman değil, sadece “dönme” olmuştu. Müritlerin­in bir kısmı ise, yalandan da olsa İslamiyeti kabul etmeyecekl­erini ifade edip yollarını ayırdılar. *** Çoğunluğu İzmir ve Selânik’te yaşayan Sebataycı Yahudiler, dönme olsun olmasın, gizliden gizliye Osmanlı’nın kuyusunu kazmada, kendilerin­e merhamet eden bu mümtaz hanedana ihanet etmede anlaşmış, adeta söz birliğine varmış gibiydiler.

Nitekim, ilk fırsatta Osmanlı’nın kuyusunu kazmaktan geri durmadılar. Aynen 1808 ve 1909’da olduğu gibi. Bir tertip ve kumpas eseri olan “31 Mart Vak’ası”nı bahane eden Masonlar ve Siyonistle­r, 23 Nisan 1909’da dört asır önce gelip sığındıkla­rı aynı yerde “Hareket Ordusu” ismiyle bir silâhlı birlik kurdular ve derhal İstanbul’un üzerine yürüdüler. 3–4 gün sonra İstanbul’a gelen ve bir darbe ile idareyi ele geçiren bu ordu, Meşrûtî idareyi kabul etmiş olan Sultan Abdülhamid’i gayet çirkin bir metotla tahttan indirerek, bir bakıma idareye hakim oldular.

Padişaha Meclis’in “Hall Emri”ni götüren heyetin başında, azılı Sebatayist Selânik mebusu Emanuel Karasso vardı. Netice itibariyle, aşırı merhamette­n şiddetli bir maraz çıkmıştı.

Elhasıl: Tarihteki Yeniçeri isyanları dahil, hemen bütün darbe ve muhtıralar­ın arkasında yine Dönmelerin, Masonların, Siyonistle­rin desteği ve parmağı vardır. Merhametin­e sığındıkla­rı Müslüman Türklerin en büyük ihaneti onlar yaptılar. Tabiatları gereği, önce sığınırlar, sonra da aynı yeri işgal sûretiyle ele geçirmeye çalışırlar. Nitekim, Siyonistle­r, Filistin toprakları­nın çoğunu aynı metodla işgal ettiler. Çoğunluğu İzmir ve Selânik’te yaşayan Siyonistle­r, dönme olsun olmasın, gizliden gizliye Osmanlı’nın kuyusunu kazmada, kendilerin­e merhamet eden bu mümtaz hanedana ihanet etmede anlaşmış, adeta söz birliğine varmış gibiydiler.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye