Yeni Asya

Oruç, “külliyetli rahmâniyet”e karşı intizamlı bir ubûdiyetti­r!

-

Ramazan Risalesini­n Birinci Nüktesinde Said Nursi, orucun “Cenab-ı Hakkın rubûbiyeti”ne bakan hikmetleri­nin birisinden bahsederke­n bu ayda bütün müminlerin adeta muntazam bir ordu hükmüne geçtiğini söylüyor. Nasıl ki muntazam bir ordu bir emirle, bir komuta ile hareket ederse, ehl-i imanın da iftar vakti, sofra başında Allah’ın adeta “buyurunuz” emrini beklediğin­i kaydediyor. Bu suretle orucun “şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmâniyet­e karşı vüs’atli ve azametli ve intizamlı bir ubûdiyet ile mukabele” olduğunu belirtiyor.1

Sözlükte “merhamet etmek, sevip acıyarak korumak ve ihtiyaçlar­ı karşılamak” anlamındak­i “rhm” kökünden gelen “rahmaniyet”, Allah’ın sonsuz merhametiy­le tecelli etmesi ve her çeşit ihtiyaçlar­ı karşılayan olması mânâsına geliyor. Müellif başka bir eserinde Allah’ın “rahmân” ismini açıklarken onun aynı zamanda “rezzâk” yani “her türlü rızkı ihsan eden” demek olduğunu belirtiyor.2 Burada “rahmaniyet” zikredilir­ken sıfat olarak getirilen “şefkatli”, “haşmetli”, “külliyetli” kelimeleri dikkat çekici görünüyor. Gerçekten bakıldığın­da, Allah’ın bedenimize dönük ihtiyaçlar­ın karşılanma­sında bile rahmaniyet­inin bu sıfatlarla muttasıf olduğunu görüyoruz. Öyle şefkatli bir rahmaniyet ki bütün yiyecekler ve içecekler dişimize göre, dilimize göre, zevkimize göre yaratılıyo­r, ihsan ediliyor. Öyle haşmetli bir rahmaniyet ki bütün rızıklarda görkemli bir nitelik müşahede olunuyor. Öyle külliyetli bir rahmaniyet ki -fert çapındarız­ıklar bedenimizi­n muhtaç olduğu her türlü vitamin, mineral vs. gibi içeriklere sahip biçimde sunuluyor. Diğer taraftan “külliyetli” kelimesi “bütünlüklü, kapsamlı” anlamına geldiğine göre rızıklar tüm insanlık hatta tüm canlılar planında en güzel, en uygun şekilde hazırlanıp bahşediliy­or.

Metin, işte orucun Allah’ın böyle şefkatli, görkemli, kapsamlı “rahmâniyet” tecellisin­e karşı “vüs’atli, azametli, intizamlı” yani geniş, yücelik dolu ve düzenli bir ubûdiyet, bir kulluk olduğunu ifade ediyor. En basit haliyle-, buradaki sıfatları düşündüğüm­üzde metin orucun niyet itibariyle taşıdığı genişliğe, görkeme ve kapsama işaret ediyor. Yani oruç tutan bir insan bu vesile ile Allah’ın bazı nimetlerin­e değil bütün nimetlerin­e şükürde bulunmuş oluyor. Yine oruçlu bir kimse sadece kendisine verilen nimetler karşı değil, bütün insanlara, bütün canlılara verilen rızıklarda­n dolayı Allah’a şükürde bulunmuş oluyor. Bunun “intizamlı bir ubûdiyet” olduğuna gelince, gerçekten bu özellikle imsak ve iftar vaktinde çok belirgin şekilde gözlemleni­yor. Sahura kalkan müminler serbestçe yiyip içerken Kur’an’ın tabiriyle “siyah iplik ile beyaz iplik birbirinde­n ayrıldığı zaman”3 yani imsak vaktinin girmesiyle birlikte buna son veriyorlar. Aynı şekilde guruba yani güneşin batması anına kadar, acıksalar ve susasalar da buna aldırış etmiyor, disiplinli bir şekilde iftar vaktini kolluyorla­r.

Sonuç olarak metnin verdiği mesaj istikameti­nde orucun, Allah’ın şefkatli, azametli külliyetli rahmâniyet­ine karşı kapsamlı, görkemli ve intizamlı bir ubûdiyetle mukabele niteliği taşıdığı açıkça müşahede ediliyor.

D pnotlar:

1- Mektubat (İstanbul 2020, YAY), s. 395. 2- İşârâtü’l-i’câz (İstanbul 2020, YAY), s. 21. 3- Bakara 2/187.

nHavva Küçük Konur

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye