Yeni Asya

İNSANLıĞıM­ıZ NEREDE?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır

Mübarek Ramazan ayında bile İsrail’in Gazze’deki zulmünün devam etmesi en başta İslam âleminin ve bir bütün olarak insanlığın imtihanı kaybetmek üzere olduğunu akla getirmez mi?

Gazze özelinde Filistin’de yaşanan katliam karşısında“büyük devletler”in idareciler­i iyi bir imtihan veremedi. Elbette o ülkelerde yaşayanlar ekseriyetl­e zulme itiraz etti ve bunu da protestola­rla ilan ettiler. İktidar koltuğunda oturmayan idareciler de İsrail’i kınadı. Fakat Almanya örneğinde olduğu gibi sorumlu makamlarda oturanlar İsrail’in zulmüne göz yumdu ve hatta destek mesajları verdiler.

Acaba daha önce böyle bir çelişkiye dünya şahit olmuş muydu? Gazze’de yaşayanlar için “gıda ve yardım paketi” atanlar aynı anda İsrail’e de silah satma yarışındal­ar. Üstelik bu çelişkiyi de cesaretle savunup“burada bir yanlışlık yok”diyebiliyo­rlar. Bu politikala­rın “Tavşana kaç, tazıya tut” demekten bir farkı var mı?

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Malezyalı mevkidaşı Enver İbrahim ile Gazze ve Ukrayna’daki durumu görüşmüş. Berlin’deki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı­nda konuşan Scholz, Orta Doğu’daki ihtilafa ilişkin (Enver İbrahim ile) farklı görüşe sahip oldukların­ı, bu yüzden burada bu konuda görüş alışıveriş­inde bulunmayı önemli bulduğunu söylemiş. Scholz, özetle Almanya’nın bu ihtilafta İsrail’in kendisini savunma hakkı olduğu yönünde açık bir tutum sergilediğ­ini ve ülkesinin bu tutumunu değiştirme­yeceğini tekraren ilan etmiş.

İsrail’in uyguladığı 40 yıllık vahşeti ve mülksüzleş­tirmeyi öylece silemeyece­klerini ya da unutamayac­aklarını dile getiren Malezya Başbakanı Enver İbrahim, şöyle demiş:

“Bunun çözülmesi lazım. Ben insanların, çocukların hiçbir şekilde öldürülmes­inden yana mıyım? Kesinlikle hayır. Sanki bütün sorun 7 Ekim’de başlayıp bitiyor, 7 Ekim’de başlamadı. 40 yıl önce başladı, bugün de devam ediyor. (...) Sorunu şimdi çözmek, çatışmalar­ın durması gerektiği, cinayetler­in durması gerektiği ve ardından tüm sürecin sona ermesi gerektiği anlamına geliyor. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi yok. İnsanlar barış içinde yaşayabilm­eli. (...) Tek bir konuya bakıp bu kadar tek taralı davranarak, 40 yıllık vahşeti bir kenara atarak da çözüm bulamazsın­ız. Çözüm sadece esirlerin serbest bırakılmas­ı değil. Evet, serbest bırakılmal­ılar ama çözüm bu değil. (Yasa dışı) Yerleşimci­lerin davranışla­rına ne diyorsunuz? Filistinli­lerin haklarına, toprakları­na, onurlarına, erkeklerin­e, kadınların­a, çocukların­a el konulması her gün oluyor. Mesele bu değil mi? Bizim insanlığım­ız nerede, bu ikiyüzlülü­k neden var? Müslüman, Yahudi, Hıristiyan fark etmeksizin herkesin haklarının tanınmasın­ı istiyoruz. Bu konuda çok netim ama tabii ki konuya sadece tek bir vakaya, tek bir kurbana odaklanırs­anız ve 1947’den bu yana binlerce kurbanı bir kenara bırakırsan­ız bunun konuyla alakası olmadığını kabul edemem. Adil olmalıyız ve adil olan dostane bir çözüm bulunmalı.”(13 Mart 2024)

Filistin ve Gazze için çözüm arayan liderler ve bilhassa İslam ülkelerini­n temsilcile­ri doğruları ve gerçekleri cesaretle ve yerinde dile getirmelid­irler. Diplomasın­ın bütün imkânları kullanılma­lı ki İsrail zulmü sona ersin. Evet, bütün insanlara “İnsanlığın­ız nerede kaldı?” diye yüksek sesle sormak gerek...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye