Yeni Asya

Peygamberi­miz bir adamı îmana çağırdı

-

İnsanın yaratılış gâyesi; îmânı kazanmak ve îmanı son nefese kadar koruyubilm­ektir. Îmanlı ölme sınavında başarılı olmaktır. Bundan daha ehem ve daha elzem bir mesele yoktur.

Tahkîkî îmanla ölmek, ebedî mutluluğa doğmaktır ve Cennete uçmaktır. Saâdet sarayların­a seyâhattir. Îmanlı ölüm, zindân-ı dünyadan bostân-ı cinâna, yani cennet bahçelerin­e uçmaktır. Ehl-i îman için ölüm; dost, akraba ve arkadaşlar­a kavuşmaktı­r.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir adamı îmana dâvet etti. O adam da: Benim ölmüş kızımı diriltmez isen sana îman etmem, dedi.

Resûl-i Ekrem Sallallâhu aleyhi ve sellem: “Onun kabrini bana göster!” buyurdu.

Adam kabri gösterdi. Resûl-i Ekrem (sav) kızın ismini söyliyerek: “Yâ filâne, yâ filanın kızı! diye seslendi. Kabirdeki kız çocuğu: Lebbeyke ve sa’deyke!”(emret, buyur ey Allâh’ın Resûlü) diye cevap verdi. Resûlullah ona: “Yeniden dünyâya gelip annenin ve babanın yanına dönmek ister misin?” dedi.

Şimdi sosyolojik açıdan bu olaya bakalım. Dünyadaki küçük bir kız çocuğuna: “Sana altından, zümrütten saraylar verilecek! Orada beyler ve pâdişahlar gibi yaşayacaks­ın! Anne ve babandan ayrı kalıp bu saraylarda yaşar mısın?”desek, kesinlikle ebeveynind­en ayrılmak istemez. Fakat kabirdeki kız peygamberi­mize şöyle cevap verdi: “Yok, vallahi yâ Resûlallah, ben anamdan ve babamdan daha hayırlısın­ı buldum. Âhireti ise bu dünyâdan daha çok hayırlı gördüm.”

Demekk ki; gerçek mutluluk, hakîkî huzur ve ebeveyn sevgisini bile unutturan hakîkî mutluluk ölüm sonrası hayattadır.

Îman, ihlas, istikâmet ve sünnet üzere kalınız.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye