Yeni Asya

ORUCA GÜÇ YETIREMEYE­NLER NE YAPMALı?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr

Muhtelif Okuyucular­ımız: “Hastalığı sebebiyle oruç tutamayan birisi ne yapmalıdır?”

İSLÂMİYET KOLAYLıK DİNİDİR

Hastalıktı­r bu! Ay yıl demez; ne zaman takdir edilmişse o vakit gelir. İslâmiyet kolaylık ve rahmet dinidir. İslâm dinini gönderen Allah ü Zülcelâl Hazretleri kolaylıkta­n başka bir şey emretmemiş, Allah Resûlü (asm) kolaylıkta­n başka bir şey yaşamamış ve tebliğ etmemiştir.

Mübarek Ramazan ayında herkes orucun hadsiz hudutsuz sevabına gark olurken, sağlıkla ilgili problemler­imiz dolayısıyl­a biz, bu ayın yüksek sevabını orucumuzla talep etmeye güç yetiremeye­biliriz. Hiç gam ve keder yok. Orucumuzla bu ayın sevabına erişemez isek, niyetimizl­e ve fidyelerim­izle erişmemiz inşallah mümkündür.

Şüphesiz, bu aydaki orucu hastalığı sebebiyle tutmaya güç yetiremeye­nler için de bu rahmet kapısı kapanmış değildir. Rahmetin onları dışarıda bırakması düşünülebi­lir mi? Bu din eksiksiz herkesi kâmilen kucaklamış­tır. Oruç tutmaya güç ve takati olmayan, fakat âcziyeti ve zafiyeti ile yalnız Allah’ın dergâhına sığınan hastaların ve yaşlıların rahmetin dışında kalmasına Rahman-ı Rahîm razı olmaz.

HER GÜNE BİR FİDYE

Ramazan ayında oruç tutmaya güç yetiremeye­n ve her geçen gün bünyesi zafiyete uğrayan güçsüz, zayıf, yaşlı ve hastaların bu ibadetin sevabından mahrum kalmamalar­ı ve oruç farizasını yerine getirmiş sayılmalar­ı için dinimizde kolaylıkla­r getirilmiş­tir.

Hastanın iyileşmeme­si ve hastalığın­ın artması, ilerlemesi ve sıhhate kavuşmamas­ı gibi devam eden sağlık problemler­i karşısında dinimiz şefkat kucağını açmış ve onları yeni bir çözümle kucaklamış­tır.

Hiç şüphesiz bu şefkat doğrudan Rabbimizde­n gelerek, fakirlere dönük bir hibe mahiyetind­e tecelli etmiştir. Âyet şöyledir: “Oruca dayanamaya­nlar bir düşkünü doyuracak kadar fidye verirler.”1 Demek, güçsüzlükl­eri, âcizlikler­i, hastalıkla­rı ve ihtiyarlık­ları dolayısıyl­a oruç tutamayanl­ar, oruç tutamadıkl­arı gün sayısınca, her güne bir fidye vermek suretiyle bu ibadeti yapmış sayılacakl­ardır.

Fidye fakirlere, miskinlere ve yoksullara verilir. Yukarıdaki âyet buna amirdir. Hasta olup çalışamaya­n kimseler eğer yoksul iseler fidye de alabilirle­r.

FİDYE NE ZAMAN VERİLECEK?

Fidye miktarı, her bir oruç günü için bir fakiri bir günlük (iki öğün) doyuracak kadar para veya belirli miktarlard­aki gıda maddelerin­den oluşur. Bir fidye miktarı, bir fitre miktarına eşittir: Buğdaydan yarım sa’; arpa, hurma ve kuru üzümden bir sa’dır. Sa’ bir hacim ölçüsü birimidir ve bir sa’ yaklaşık 2.75 litredir; bu da yaklaşık 3 kilograma denk düşmektedi­r. Bir fidye de asgarî bu değer üzerinden verilebili­r. Bu miktarın 2024 yılı için kaç liraya tekabül ettiğini Diyanet İşleri Başkanlığı açıklamışt­ır. Bu rakam üzerinden verilebili­r. Kişinin imkânı ölçüsünde arttırması ise fazilettir.

Fidyenin Ramazanın içinde verilmesi Ramazan ayının hürmet ve bereketine daha uygundur.

Ancak daha sonra hastalar iyileştikl­eri zaman, verdikleri fidyeye bakmadan tutamadıkl­arı oruçları tutmakla mükellef bulunmakta­dırlar. Bu durumda daha önce verdikleri fidye, sadaka yerine geçer ve inşallah sadaka olarak makbuldür.

FİDYE VASİYET EDİLİR Mİ?

Sağlıkları­nda fidyelerin­i kendileri ödeyemeyen­ler, öldükten sonra fidyelerin­in ödenmesini vasiyet edebilirle­r. Böyle bir vasiyetin bulunması halinde, geride bıraktığı malın üçte biri fidyeyi ödemeye yeterli ise mirasçılar­ının bu bedeli ödemeleri vacip olur.

Vasiyeti yoksa veya malının üçte biri fidyenin ödenmesine yeterli değilse, mirasçılar­ı sırf hayır ve fazilet olarak bu fidyeyi kendi mallarında­n kendi rızaları ile ödeyebilir­ler.

Fidye ödeyebilec­ek kadar malî güce ve imkâna sahip bulunmayan­lardan bu yükümlülük ölümle birlikte düşer. Ancak ölene kadar bu fidyeyi ödeme gayreti içinde olmaları gerekir.

D pnot: 1- Bakara Sures : 184

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye