RİSALE-İ NUR MODERN ÇAĞIN YARALARINA ŞİFA SUNUYOR uzun BİR Arayıştan SONRA İslâmı SEÇEN SYLVİA Huffman Hayatın Anlamını, AVUSTRALYA nur vakfı VESİLESİYLE RİSALE-İ NURLARı tanımasıyla bulmuş.
SYLVİA Huffman: RİSALE-İ nur, İnsanı Düşünmeye SEVK EDEN BİR ESER. modern SORUNLARı TESHİS EDEREK ONLARA modern BİR cö̧ züm Sunma Konusunda DİKKAT cȩ KİCİ BİR yol İZLİYOR. RİSALE-İ NUR ÇARE SUNUYOR J R O P Ö
şeyma nur nart YÜKSEL İncİ Su KARDELEN
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Çin'de dogdum ve doğumumdan 4 yaşına kadar bir yetimhanede büyüdüm. 4 yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan bir aile tarafından evlât edinildim. Çok kültürlü bir aileye evlat olarak gitmiştim. Babam olarak bildiğim kişi doğma büyüme ABDLI, annemse Çinliydi. Benden beş yaş küçük bir de kız kardeşim var. ebeveynlerim evlâtlık olduğumu söylediklerinde 10 yaşındaydım. Bunu öğrendikten sonra İslam’ı bulana kadar geçen zamanda bir türlü aidiyet duygusu hissedememem sebebiyle ailemle olan ilişkimde birçok problem yaşadım. Ben 12 yaşındayken, ailemiz, annemin ailesinin yaşadığı melbourne’e (Avustralya) taşındı. Hayatımın beni en çok etkileyen tecrübelelerini burada yaşadığımı söyleyebilirim. üvey babam ben 13 yaşındayken akciğer kanserinden vefat etti. Bu olay, hayata karşı duyarsız ve olumsuz bakış açımı derinleştiren başka bir faktör olmuştu. Şimdi geriye dönüp baktığımda, yaklaşık 13 yaşından 20 yaşında İslâm'ı seçene kadar, adeta yaşayan bir ölü gibiydim. Hayatla ilgili hiçbir hevesim yoktu. Hiçbir şeyi ya da hiçbir kimseyi önemsemiyordum. üniversitenin ikinci yılının sonunda, bu döngüyü kırmam gerektiğini hissettim ve yaz tatillerinde mildura’da bir çilikte çalışmak üzere eğitimimi yarıda bırakmaya karar verdim. Bir kaçışa ihtiyaç duyuyordum ve hayata karşı farklı bir bakış açısı bulmalıyım gibi hissediyordum. Ayrıca, hayatımda anlam arayışına aktif olarak başlayışım tam bu döneme denk geliyordu. Bu süre zarfında, şimdi "dünya" olarak bildiğim şeyin prangalarından kurtulduğumu hissettim. Bu noktadan sonra artık cevapların peşindeydim. Yaygın dinlerden bazılarını incelemeye başlamıştım, ancak hiçbiri beni tam olarak tatmin etmemişti. Bu dönemde İslâm’ı araştırmamıştım, ancak fıtratım 'Tanrı’nın 'Tek' olduğu sonucuna varmıştı ve bir süre için Yaratıcıya kendimce bu şekilde atıa bulundum.
Çiftlikte geçirdiğim zamanın ardından, bir arkadaşımla birlikte Avustralya'nın doğu sahilini
Brisbane'den Sydney'e kadar olan her yeri gezerek dolaştım. melbourne'e döndüğümde, şimdi eşim olan kişiyle tanıştım. İslâm bana onun aracılığıyla kendini tanıttı. müslümanlık üzerine biraz daha araştırma yaptığımda, her şey kafamda tam olarak yerli yerine oturmuş oldu. İslâm’ın düsturları halihazırda kendi inandıklarımla örtüşüyordu. İşte İslâm’daki yolculuğumun başlangıcı budur.
N İ
AA