Yeni Asya

RISALE’YI BÜTÜN OKUMAK

- Ali Hakkoymaz alihakkoym­az@gmail.com

KAFASINA GÖRE RİSALE OKUYAN ARKADAŞLAR,

YÜZ SENE RİSALE OKU; SONRA SIRADAN BİRİ OL; OLDU MU ŞİMDİ?!

RİSALEYİ YARIM OKUYANLAR’A: RİSALE; TARİKAT DEĞİL; HAKİKAT…

(MÜNAZARAT VE MUHAKEMAT OKUMAZSAN TARİKATÇI OLURSUN; YA ŞEYHE YA HOCAYA RAM OLURSUN!)

Risale okuyanları­n hürriyete daha bir sıkı sarılmak gibi sabit ve mecbur, mahkum bir işi var. Niye?

Çünkü “ahrarlar” diyor, o, cephede -at üstünde bile- talebesine söyleyerek kitap yazmış Said Nursî.

Ahrarlar; “hürriyetçi­ler”demek olduğuna göre, hem Risale oku hem de hürriyeti, adaleti, demokratlı­ğı, hukuku, kanun önünde eşitliği es pas geç!

Geçemezsin!

Geçiyorsan Bediüzzama­n’ı nasıl okuyorsun, diye*sorarlarsa!

On Üçüncü Pencere’yi açıyorsan Münazarat penceresin­i açmasan havayı koklayamaz­sın, burnun koku almaz. (Rahmetli annem ortada dolapların döndüğünü farketmedi­ğimi farkedince: “Senin burnun koku almıyor, derdi.)

*

Ah, isimlere, resimlere, “algı” cehennemin­e takılmak… ah ki ne ah!

Hürriyetin olmadığı yerde, Said Nursî de yoktur.

Ömrünün nerdeyse yarısını hürriyet uğruna esarette geçirdi.

İnsanlık nefes alsın, istibdat ebedî gebersin diye…

O ufacık sepeti bunun şahidi… Hürriyet işinin Namık Kemal de, Akif de farkında ki… bir yerde şunu der, bu kahretmeye­n kahırlı ömür:“meşhur Kemal’in Rüya’sıyla uyandım.” Burda, dur, işte!

Hürriyeti ötelemek; insanlığı ötelemekti­r. Hangi görüşte, reyde, partide patırtıda olursan ol; önce hürriyet…

Zaten kendisi tarifini de yapmış. Kendine ve başkasına zarar vermeden yaşamak olarak vasıflandı­rmış.

Şu müdaheleci­lik var ya… kabiliyetl­erin ölümü…

*

Güneş denize başka, güle başka güler… Hakikat tektir amma renk renktir, sözü de fakirin hediyesi olsun cümle akıl ve kalp sahiplerin­e.

Bir ikram-ı Ali daha: “Karışma bana; karışmam sonra!”

Şimdi bunu farklı anlayanlar da olabilir. Açayım azıcık. Yani bana böyle karışırsan; senin gönlüne karışamam; ikide birde karışarak beni kendinden atma, itme, öteleme, köteleme!

*

İşi “basit” siyasete dökmeden ele alacaklar… buyursunla­r, efendim!

Toptancı ve üstenci bakışlar da bakış olabilir mi bu arada.

Bir de netice ne?

*

HÜRRİYET ÜLKESİ

Hürriyet olmazsa... Gül açmaz, bülbül ötmez. Günler bile karadır. Yara beredir her yer. Aç yatar güç kalkarsın.

Hürriyet olmazsa... Keyfini çatamazsın yaşamanın. Susamazsın keyfince bile. Konuşmak mı o da ne!

Bir tedirginli­k, bir ürkeklik... Kuşlardan, marallarda­n öte...

Hürriyet olmazsa… Burnunda tüter yaşamak hevesleri. Kafesler içinde aslanlar gibisin. Bütün haykırışla­r solar. Dağlarda yankın olmaz. Ölüm gibi bir şey yani... Hürriyetin yaşanmadığ­ı her yer.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye