GEÇ GELEN ADALET
N. DEMİR- Kararı inceledim. Sayın Güleçyüz’ün bireysel paylaşımları, genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Yeni Asya Gazetesinin dava konusu yapılan başlıkları, yine Sayın Özdabak’ın çizmiş olduğu dava konusu yapılan karikatürler tamamen ifade özgürlüğü kapsamında kalan eleştirilerden ibarettir.
İlk etapta suçun maddi unsurlarını taşımadığı göze çarpmaktadır. Nitekim mahkeme çok geç de olsa ‘suçun maddi unsurları gerçekleşmemiştir diyerek’ beraat kararı vermiştir. Olaya baktığımızda, soruşturma 2017 yılında başlamış, 07.12.2018 tarihli iddianameyle kovuşturmaya geçilmiş, yargılama sonucu beraat kararı ise 13.02.2024 tarihinde tesis edilmiştir.
Geç gelen adaletin çok bariz bir örneğiyle karşı karşıyayız. Esasen olması gereken, şikâyet üzerine başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmalıydı. Kovuşturma aşamasına asla geçilmemeliydi. Geçilse bile CMK 193 ve 223 maddeleri kapsamında tensiple beraat kararı verilmeliydi.
Tüm bu lazımeler ıskalanmış, soruşturma ve kovuşturma yaklaşık yedi yıla yayılmıştır.
N: DEMİR- Sanıklar açısından ömür törpüleyen bir haksızlık, yargı bakımından büyük bir enerji israfı. Ne diyelim, aklıma Roma Hukukunda ‘’judek damnatur, cum nocens absolvitur; suçlu aklandığı zaman, yargıç hüküm giyer’’ kuralı geliyor.
Bu kural lekelenmeme hakkının teminatıdır. Yani suç teşkil etmeyecek bir eylemin suç olarak nitelenmesi, yine suç oluşturan bir eylemle ilgisi olmayan kişi hakkında işlem yapılarak gereksiz yere insanların soruşturma veya kovuşturmaya maruz kılınması, yargıç ve savcının işinin ehli olmadığı anlamını taşır. Bu bir bakıma, doktorun, hasta olmayan birini ameliyat yapmasına benzer.
Sayın Güleçyüz ve Sayın Özdabak’a geçmiş olsun dileklerimi sunarım.