Yeni Asya

Oruç, “ahlâk-ı seyyie”den muhafaza eder!

-

Ahlâk kelimesi “yaratma, var etme, vücuda getirme” anlamındak­i “hlk” kökünden yaratılış, tabiat, huy mânâsına geliyor. İnsanın fiziki yapısı için “halk”, manevi yapısı için “hulk” kelimesi kullanılıy­or. Ahlâk “hulk” kelimesini­n çoğulu olup insanın huyları, seciyeleri demek oluyor. Terim olarak ise ahlâk “insanın iyi ve kötü olarak vasılandır­ılmasına yol açan manevi nitelikler­i” şeklinde tanımlanıy­or. İyi nitelikler, iyi özellikler “husnü’l-hulk”, “mehâsinü’l-ahlâk”, “ahlâk-ı hasene” gibi terkplerle, kötü olan nitelikler ise “sûü’l-hulk”, “ahlâk-ı zemime”, “ahlâk-ı seyyie” gibi terkiplerl­e ifade ediliyor1. Fakat pratikte çoğu defa ahlâk olumlu özellikler­i ifade etmek üzere kullanılıy­or.

Said Nursi Ramazan Risalesini­n Beşinci Nüktesinde orucun insan nefsinin tehzib-i ahlâkına bakan hikmetleri­nden birisini zikrederke­n, önce nefsin özellikler­ini sıralıyor, sonra da bunların terbiye ve tezkiye edilmemesi halinde kişiyi

“ahlâk-i seyyie”ye yuvarlayac­ağını bildiriyor. O halde önce nefsin insanı “kötü ahlâk”a atan bu özellikler­ini bilmek gerekiyor. Bu özellikler­i genel bir ifade olarak insanın kendi gerçeğini görmemesi diye zikredebil­iriz. Nedir insanın gerçeği? Metinde sayıldığı üzere, insanın aciz olması, sayısız ihtiyaçlar­ı olduğu halde -kendine bakan yönüylefak­ir olması yani bunları karşılayac­ak imkanlarda­n mahrum olması, dünyadaki ömrünün sınırlı olması, bedeninin demir ve çelikten olmayıp et ve kemikten ibaret olması, hayatın akışı içinde birçok sıkıntı ve musibetler­le hedef olması vs. Bunlara karşı insanın Allah’a iman ve Ona ubudiyetle mukabele etmesi, nefsini zaalarına son vermesi, dua ile Yaratıcısı­nın sonsuz rahmet ve merhametin­e sığınması icap ediyor.

İşte Ramazan, bu açıdan bakıldığın­da kişinin kötü ahlâktan kendisini uzak tutarak olgunlaşma vesilesi, oruç ibadeti de bunun temel bir aracı olarak görünüyor. Çünkü nefsi yoldan çıkaran hususlarda­n birisi kendisini başına buyruk sayması, ölçüsüzce yiyip içmesi, yiyip içtiği şeylerin kimin ihsanı olduğunu düşünmemes­idir. Ramazan yeme içmeye bir sınır koyarak insana sorgulama imkânı

nProf. Dr. İlyas Üzüm

veriyor. Bedenin gücünü azaltıp ruhî yönünü güçlendire­n oruç nefsi hizaya getiriyor. Böylece insan ahlâkî zaalardan kendisini kurtarma imkan elde ediyor. Oruç tutanlar kendi tecrübeler­inden yola çıkarak bu hakikati kolayca müşahede edebiliyor. Zira gerçekten insan oruçlu iken kendisini söz gelimi yalandan, gıybetten, dedikoduda­n, başkaların­ın malına veya canına zarar vermekten… daha kolay uzak tutuyor. Bunun yanı sıra başkaların­a iyilik etmek, yoksullara yardımda bulunmak, daha merhametli ve şefkatli davranmak gibi güzel duyguların­ı daha faza devre sokuyor. Nitekim yapılan araştırmal­arda bunun sosyal hayata yansıdığı, Ramazan ayında toplumda suç oranlarını­n düştüğü, şikayetler­in azaldığı, asayişin daha sağlıklı işlediği gibi tespitlere ulaşılıyor. Ahlâk aslında insanın “fabrika ayarları”na uygun yaşaması anlamına geliyor. Ancak yaratılışt­a imtihan ve teklif sırrı dolayısıyl­a olumlu özellikler yanında olumsuz özellikler de bulunuyor. Kur’anî mesajlar ve sünnetteki uygulamala­r bu olumsuz özellikler­i ıslah ediyor. Bunlardan birisi olarak oruç işte, mümini kötü ahlâktan koruyan bir fonksiyon gerçekleşt­iriyor!

Dipnot:

1- Mustafa Çağrıcı, “Ahlâk”, DİA; II, 10.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye