Yeni Asya

FAIZE DOST MU OLDULAR?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır

Faizin çalışma ve üretimi değil, ‘sen çalış, ben yiyeyim’ anlayışını beslemesi sebebiyle ‘rant’ı teşvik ettiğine dünya şahittir. Faiz belasından en çok etkilenenl­erde biri de ülkemizdir. Faize verilen paralarla pek çok derdimize çare bulunması mümkündür.

Ancak faiz krizi sadece“faiz kötüdür”demekle çözülemez. Devleti ve milleti faize ve faizcilere muhtaç etmeyecek bir ‘tasarruf politikası’ uygulanmas­ı icap eder ki, şimdiki idareciler­in böyle bir hedei olduğunu söylemek kolay değil. “İtibardan tasarruf edilmez” diyen bir idarenin israfı sona erdirmesi ve dolayısı ile devletin faize muhtaç olmadan işlerini sürdürebil­mesi mümkün olur mu?

Şu da var ki, Türkiye’yi idare edenler de faizin kötülüğünü bildiği gibi esasında faiz nispetleri­nin nasıl düzeceğini de teorik olarak bilir. Mesele, bu bilineni kararlılık­la uygulayabi­lmektir. İsraf içinde yüzmekten taviz vermeyenle­rin tasarruf tedbirleri alması ve neticede de faiz yükünden kurtulabil­mesi mümkün olmaz.

Yakın zamana kadar haklı olarak faizi‘düşman’ ilan eden idareciler­in son günlerde bu meseleyi unutmuş olması ve sürekli faiz artışına gitmesi gerçekten de ibretlikti­r. 21 Mart 2024 Perşembe günü toplanan Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı sonrası faiz kararını açıklamış. Buna göre politika faizi, 500 baz puan artışla yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseltilm­iş. (21 Mart 2024, aa.com.tr)

Peki ne oldu da faiz düşman olmaktan çıkarıldı? “Çıkarılmad­ı ama kriz var, dünya şartları bunu gerektiriy­or”diyen tarafgirle­r olabilir ama haklı olamazlar. Faiz konusunda verilen bunca sözler, bir bakıma ‘garantiler’ niçin unutuldu? Unutuldu, çünkü“ben varken faiz hep düşecek”garantisi verilirken hata edildi. Faiz ve ekonomik kriz bir neticedir. Bunların sebepleri ortadan kaldırılma­dan “Faiz kötü, enlasyon kötü” demekle bir yere varılamaz ki!“faiz kötü, hep düşecek”diyen bunun konuşma ile değil icraatla mümkün olacağını bilmeli. Çoğu zaman misal verildiği üzere“faiz”bir hastanın yüksek ateşi gibi düşünülse, bu ateşin düşmesi konuşma ile mümkün olur mu? Yüksek ateşin düşmesi için buna sebep olan şartların ortadan kaldırılma­sına çalışılmal­ı. Hem yüksek ateşe sebep olacak şekilde giyinmek ya da o ateşi düşürecek şifalı ilaçları kullanmama­k hem de hastanın iyileşeceğ­ini söylemek, iddia etmek, ‘garanti’vermek inandırıcı olabilir mi?

Faiz ve enlasyon milletimiz­in ve devletimiz­in dertlerin başında yer alıyor. Bu ‘düşman’larla doğru şekilde mücadele edilmeli. Türkiye’yi idare edenler ise akıl ve mantığın almayacağı kararlar alarak güya bu düşmanlarl­a mücadele ettiler. Daha ilk günden bu mücadeleni­n başarılı olmayacağı ehil olanlarca biliniyord­u. Ne var ki idareciler hiç bir haklı uyarı ve ikazı dinlemedi ve maalesef ülkemizi tam anlamıyla bir faiz ve enlasyon bataklığın­a sürükledil­er.

Bunlara, siyasi öncülerini­n sözüyle seslenmek lazım: “Sizi gidi faizciler sizi...”

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye