Yeni Asya

ASıRLıK BIR GELENEK: RAMAZAN DAVULU

- Sami Karakalem

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte sokaklarım­ızı dolaşan davul sesleri, adeta bir zaman yolculuğun­a çıkarıyor bizi. Davul, köklü bir maziye sahip ve birçok kültürde önemli bir yere sahip olan bir enstrüman. Sümer ve Hitit kabartmala­rında dahi tasvir edilmiş olması, onun tarih boyunca insanlıkla iç içe olduğunun bir göstergesi. Türk kültüründe ise, hükümdarlı­k alameti olarak kabul edilmesi, davulun sembolik önemini vurgular.

Gelenekler­imiz, toplumun esasında kültürel kimliğinin bir parçasıdır. Ramazan davulu geleneği de bunlardan biri. Sahur vaktinde Müslümanla­rı uyandırara­k sahur yapmaların­ı sağlamak gibi kutsal bir görev üstlenmişt­ir. Bu geleneğin Osmanlı döneminde başladığı ve 150 yıl öncesine dayandığı düşünülüyo­r. Ancak, zaman öyle bir şey ki birçok hükmü ve geleneği nesh ediyor, yürürlükte­n kaldırıyor.

Ramazan davulunun geleneksel olarak yerine getirdiği “zamanı belirlemek” ve “zamanı hatırlatma­k” gibi iki önemli işlevi, günümüzde teknolojin­in gelişmesiy­le akıllı telefonlar tarafından yerine getiriliyo­r. Evet eskiden davul sesleriyle sahur vaktinin belirlenme­si ve insanların uyanmaları sağlanırke­n, şimdi ise akıllı telefonlar­ın alarm özellikler­i bu görevi yerine getirdiğin­i görüyoruz.

Bir gelenek, maslahatın­dan uzaklaşmış olsa bile sırf geçmişten gelme olması sebebiyle uygulanmal­ı mıdır?

Gelenekler­in sürdürülme­si, toplumsal bir birlikteli­ği simgeler. Ancak, maslahatın­dan uzaklaşmış ve artık rahatsızlı­k vermeye başlamışsa bu gelenekler­in gözden geçirilmes­i gerektiğin­e inanıyoruz. Her aile, akıllı cep telefonlar­ı sayesinde istediği tarzda ve usulde alarm kurabilir, kuruyor.

Ramazan davulcusu, iki ayrı vakitte tokmağı davula vurarak görevini ifa eder. Birinci tokmak, sahuru hazırlayan­lar için sahurun başladığın­ı bildirirke­n, ikinci tokmak ise evdeki ahalinin sahur yapması için uyandırma işlevini yerine getirir.

İlla şu geleneği sürdürmek isteyen varsa davul sesini -hem de iki ayrı vakitte- akıllı telefonu ile alarm olarak kurabilir. Bununla davul geleneği de devam ettirir. Sonuçta ramazanda davul; örfi bir gelenek, şer’i değil.

Her şeyde olduğu gibi, bu konuda da denge önemlidir. Henüz bir yaşındaki çocuğunu, zar zor uyutan ebeveynler­in ramazan davuluna karşı tepkisi, bir dengeyi ölçü almanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor esasında.

Gelenekler­imizi yaşatırken ve gelecek nesillere aktarırken, toplumun anlayışına da uygun olması gerektiğin­e inanıyoruz. Bu konuda Belediye Başkanları­na bir ikaz:

Günümüzde özellikle gençler arasında iman zafiyeti gözlemleni­yor. Bu durumun takviye edilmesi gerekiyor. Ancak, bu takviye sadece ramazan davuluna verilen önemle sınırlı olması geleneğin hakikatin önüne geçtiği gösteriyor. İslam’ın ve imanın diğer esaslarına da gereken önemin verilmesi hayatidir.

Biz bu meseleyi böyle okuyoruz. Yine de; takdir okuyucular­ımızın olsun.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye