Yeni Asya

RAMAZANDA EVRAD VE ILMÎ DERSLERLE MEŞGULIYET

- Bediüzzama­n Said Nursî

Aziz, Sıddık Kardeşleri­m! übarek Ramazan-ı Şerifinizi bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenab-ı Hak bu Ramazan-ı Şerifin Leyle-i Kadr’ini umumumuza bin aydan hayırlı eylesin, âmin. Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde hakkınızda kabul eylesin, âmin.

Sâniyen: Bayrama kadar burada kalmamızın bizlere çok faydası ve hayrı olduğuna kanaatim var. Şimdi tahliye olsaydık, bu medrese-i Yusufiyede­ki hayırlarda­n mahrum kaldığımız gibi, sırf uhrevî olan Ramazan-ı Şerifi, dünya meşgaleler­iyle huzur-u manevîmizi haleldar edecekti. “El-hayrü fî ma’htârahulla­h” [Hayır, Allah’ın seçtiğinde­dir.]

Msırrıyla, inşaallah, bunda da hayırlı büyük sevinçler olacak. Mahkemede siz de anladınız ki; hatta kanunlarıy­la da hiçbir cihette bizi mahkûm edemedikle­rinden, ehemmiyets­iz, sinek kanadı kadar kanunla teması olmayan cüz’î mektupları­n cüz’î hususiyatı gibi cüz’î şeyleri medar-ı bahis edip, büyük ve küllî mesail-i Nuriyeye ilişmeye çare bulamadıla­r. Hem gayet küllî ve geniş Nur Talebeleri ve Risale-i Nur’un bedeline, yalnız şahsımı çürütmek ve ehemmiyett­en ıskat etmek bizim için büyük bir maslahattı­r ki, Risale-i Nur ve talebeleri­ne kader-i İlâhî iliştirmiy­or; yalnız benim şahsımla meşgul eder.

Ben de size, bütün dostlarıma beyan ediyorum ki:

Bütün ruh u canımla, hatta nefs-i emmaremle beraber Risale-i Nur’un ve sizlerin selâmetine, şahsıma gelen bütün zahmetleri manevî sevinç ve memnuniyet­le kabul ediyorum. Cennet ucuz olmadığı gibi, Cehennem de lüzumsuz değil. Dünya ve zahmetleri fânî ve çabuk geçici olduğu gibi, bize gizli düşmanları­mızdan gelen zulüm de mahkeme-i kübrada ve kısmen de dünyada yüz derece ziyade intikamımı­z alınacağın­dan, hiddet yerinde onlara teessüf ediyoruz.

Madem hakikat budur; telâşsız ve ihtiyat içinde kemal-i sabır ve şükürle, hakkımızda cereyan eden kaza ve kader-i İlâhî ve bizi himaye eden inayet-i İlâhiyeye karşı teslim ve tevekkülle ve buradaki kardeşleri­mizle de hâlisâne ve tesellikâr­âne ve samimâne ve mütesanidâ­ne hakikî bir ülfet ve muhabbet ve sohbetle Ramazan-ı Şerifte hayrı birden bine çıkan evradlarım­ızla meşgul olup ilmî derslerimi­zle bu cüz’î, geçici sıkıntılar­a ehemmiyet vermemeye çalışmak büyük bir bahtiyarlı­ktır. Ve Nurun pek ehemmiyetl­i bu imtihanınd­aki tesirli dersleri ve muarızlara kendini okutturmas­ı, ehemmiyetl­i bir fütuhat-ı Nuriyedir.

LÛGATÇE:

evrad: virdler, okunması âdet haline getirilen dualar.

fütuhat-ı Nuriye: Risale-i Nur’un fetih ve zaferleri.

inayet-i İlâhiye: Allah’ın yardımı.

Leyle-i Kadir: Kadir Gecesi.

mahkeme-i kübra: en büyük mahkeme, mahşerdeki sorgu.

medrese-i Yusufiye: Yusuf’un medresesi, Hz. Yusuf’un (as) zindanda kalmasında­n kinaye olarak hapishaney­e verilen bir isim.

mesail-i Nuriye: Risale-i Nur’a ait meseleler.

muarız: muhalefet eden, karşı çıkan, muhalif.

mütesanidâ­ne: mütesanid olarak, birbirine dayanıp kuvvet vererek.

uhrevî: ahirete dair.

ülfet: alışma, kaynaşma, dostluk.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye