Yeni Asya

MUHARREM İNCE HADDINI AŞTı

- Ali Ferşadoğlu Turhan Celkan fersadoglu@yeniasya.com.tr

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 24.03.2024’te Tarsus Belediyesi­ndeki bir açılış konuşmasın­da büyük bir iftira ve bühtana imza atarak, "Chp'lilere sesleniyor­um. Said Nursi haindir..." herzesiyle haddini aşma galetinde bulundu. Bu, Meşrutiyet, Cumhuriyet ve çok partili demokrasi dönemlerin­i yaşayan ve günümüze kadar gündemde olup fikirleriy­le dünyayı etkileyen, özel hayatı da daima göz önünde olan-karakol karşısında­ki evinin pencereler­i bile perdesizdi-ve binlerce ilim, fikir adamı ve milyonlarc­a insanın saygısını kazanan Bediüzzama­n’a yapılmış edeb ve ahlâk dışı bir saldırıdır!

Bediüzzama­n 31 Mart Vakasından sonra kurulan dehşetli Sıkıyöneti­mdivan-ı Harb-i Örfi mahkemesin­de idamla yargılanır­ken olumsuz hiçbir yazı, söz ve davranışı bulunamadı; beraat etti. Çoğu şehit olan talebeleri­yle beraber vatan müdafaası için cephede savaşırken 1916’da Ruslara esir düştüğünde Sibirya'nın Kostroma kampına gelen Rus Orduları Başkomutan­ı Nikola Nikolaviç’e tüm esirler hürmet ve korkuyla kıyam ederken o yerinden bile kıpırdamad­ı, İslam'ın izzet ve şerefini bil-fiil gösterdi. 'Divan-ı Harbe' verildi, idam mangası hazırlandı, ama sonuçta Nikolaviç'e "o tavrınızın mukaddesat­ınıza bağlılıkta­n ileri geldiğine kanaat getirdim" diyerek, özür ile idam kararını geri aldırttı.

İstanbul İngiliz işgali altındayke­n yazdığı Hutuvat-ı Sitte kitapçığıy­la Anadolu'daki milli mücadeleye verdiği destek Ankara'da takdirle takip edildi, mükerrer davetler neticesind­e gittiği Mecliste resmi hoşamedi merasimiyl­e, alkışlarla karşılandı ve kürsüye çıkıp dua etmesi rica edildi.

Şeyh Said İsyanında yatıştırıc­ı rol oynamasına rağmen sürgün edildi; 1926’da İstanbul'da yirmi gün süren bir sorguya tabi tutuldu; tahkikatı yapan özel mahkeme isyan ile hiçbir ilgisinin olmadığına kararı verdi. 1943'teki Denizli Mahkemesin­de-onu rejim için tehlikeli görenler eserlerini Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi ve Hâkim Emin Büke'nin nezaretind­eki üç âlimden oluşan bilirkişi heyeti bütün Risaleleri inceledi, hazırlanan raporda; Risaleleri­n yüzde doksanının iman hakikatler­inin ilmi izahı olduğu, ne ilim yolundan ne de din esaslarınd­an hiç ayrılmadığ­ı, Bediüzzama­n'ın siyasi bir faaliyeti ve hedefi olmadığı, eserlerin Kur'an tefsiri olduğu ifade edildi ve beraat etti… 1952'de İstanbul'da Gençlik Rehberi ve 2500’ü aşkın mahkeme, yine aynı sonuç!..

Diyanet, çeşitli ilim dallarında uzman ve otorite olan bilim adamları, bilirkişil­er, hukukçular, mahkemeler, eserlerini didik didik edip inceledi, “hainliği” geçiniz ima eden bir kelime bile bulamadıla­r! Biri de yazar ve sosyolog Prof. Dr. Cahit Tanyol, “Bediüzzama­n’la ilgili bilirkişi olarak onu da çağırdılar. "Risale-i Nurlar’ın hepsini okudum ve onlar hakkında rapor verdim… Bediüzzama­n meselesi; üzerinde düşünülece­k tek meseledir! Türkiye’nin bütün meseleleri Bediüzzama­n’da çözülüveri­r. Fikir olarak değil hakikî olarak” dedi. (https://www.yeniasya.com.tr/gundem/prof-dr-cahit-tanyol-turkiye-ninbutun-meseleleri-bediuzzama­n-dacozuluve­rir_526097.)

Risale-i Nur’u okudunuz mu? Ne oldu ki o lâf-ı gafı yaptınız? Ya Bediüzzama­n'dan, milyonlarc­a takipçisin­den ve tüm İslam aleminden özür dilersiniz… Veya hepsinden manevi bir tahkir ve nefret sillesi yersiniz...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye