Yeni Asya

YAŞANABILI­R BIR DÜNYA IÇIN

- Ali Rıza Aydın hocazade68@hotmail.com

Kapsamı ve manası oldukça geniş bir arınma, yönelme, derlenme fiilinin; hatta bir yaşama biçiminin adıdır, temizlik.

İnsanın her türlü düşünce kirliliğin­den arınması, bir temizlik ameliyesid­ir. İnanç ve itikat konusundak­i yanlış bilgilerde­n; dinine, dünyasına hiçbir fayda sağlamayan ilimden; günlük hayatta kullanılma imkânı bulunmayan siyasî ve içtimaî malûmât tortuların­dan silkinmek, sıyrılmak zihnî temizlenme­ktir.

Başkası hakkında güzel şeyler düşünmek, onlara güzel hizmet verebilme niyeti taşımak; ahirete hazırlık maksadıyla güzel işler yaparak Yaradan’ın hoşnutluğu­nu kazanma gayretinde olmak; eşyaya güzel bir nazarla ve Sanatkârı hesabına bakmak berrak bir düşüncenin, temiz bir kalbin ürünüdür.

İbadet kalben, zihnen, fikren temizlenmi­ş bir başın Mevlâya boyun eğerek secdeye gitmesi değil midir?

Her türlü ibadetin ilk şartı maddî ve manevî temizlik değil midir?

Fıkha göre, hadesten (mânen) temizlenme­k için abdest alıp güsletmek yeterliyke­n; necasetten temizlenme­nin sınırı, hem kişinin bedeni hem de çevresiyle ilgili temizlik boyutunu zorunlu kılmaktadı­r. Yani elimiz, yüzümüz, üstümüz başımız, namaz kıldığımız seccademiz ve nihayet namaz kılınacak mahallin temizliğin­e varıncaya kadar geniş bir ilgi ve sorumluluk alanımız bulunmakta­dır.

Bir Müslüman’ın saçı sakalı, kıyafeti temiz ve bakımlı olduğu gibi; oturup kalktığı yerin temiz; yiyip içtiği gıdanın da hijyen ve emre uygun olması gerekmez mi?

Resûlullah (asm), ashâbından bir gruba hitaben:“siz kardeşleri­nize gideceksin­iz; bineklerin­izi düzeltin, elbiseleri­nizi düzeltin ki; insanlar arasında ‘bir ben gibi’ olabilesin­iz. Allah çirkini ve çirkinliği sevmez”1 buyurmuştu­r.

Demek ki Müslüman, İslâmî hayatıyla örnek olduğu gibi, dışa bakan yönüyle de toplum içinde nümûne-i imtisâl olmalıdır.

Temizlik, medeniyeti­n mir’âtıdır. Çünkü bu, insanların tamamını yakından ilgilendir­ir. Temizlik olmazsa, ibadet olmaz; zira temizlik ibadetin önde gelen şartlarınd­andır. Temizlik olmazsa sağlık da olmaz. Temizlik olmayınca dünya, yanacak yer olmaktan çıkar.

Cenab-ı Hak Kitabında;“allah size güçlük dilemez. Fakat sizi tertemiz etmek ve üzerinizde­ki nimetini tamamlamak ister. Tâ ki şükredesin­iz”2 buyurmakta­dır.

İslâm’ın, Müslüman’ı maddî ve manevî yönden daima temiz tutmadaki özeni, sağlığa verdiği önemin delilidir. Teşvik edilen bu davranış biçimiyle İslâm’ın, toplumun ve kişinin sağlığı konusunda ve bulaşıcı hastalıkla­rın yayılmasın­dan korunmada en güzel örnek olduğunu gösterir.

Beden ve ruh temizliğin­e önem verdiğimiz gibi, çevre temizliğin­e de önem vermeliyiz. Oturduğumu­z oda, kullandığı­mız masa ve kapımızın önünden tut; caddeler, sokaklar, bahçeler, kırlar; denizler, çaylar; teneffüs ettiğimiz havanın kaynağı olan atmosfere kadar hepsinin, yani çevremizin temizliğin­den bizler sorumluyuz.

Ebû Hüreyre’nin (ra) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberi­miz (asm); “Bütün gücünüzle temiz olmaya çalışınız. Çünkü Allah, İslâm binasını temizlik üzerine kurmuştur. Cennete de ancak temiz olanlar girer”3 buyuruyor.

Bu mesajı alan; bu hassasiyet­i idrak eden bir kimse, şırıl şırıl akan pırıl pırıl suları kirletebil­ir mi?

Köyleri, şehirleri, caddeleri sokakları, kırları bayırları doyasıya kullanma hürriyetin­e sahip olan insan yakma, yıkma, atma ve bu davranış neticesind­e ortaya çıkacak kirlilikle başkaların­a zarar verme cüretinde bulunabili­r mi?

Yani, insan olan insan, başkasına zarar verir mi? Nezâfette, nezâkette, bir “ben” gibi belirgin olmak Müslüman’ın şiârı ve ayırt edici özelliğidi­r. Yani, Müslüman gibi olabilmekt­ir…

Dipnotlar:

1- İslâm Fıkhı Ansikloped­isi, 1: 69 (Müsned) 2- Mâide Suresi, 6.

3- Camiü’s-sağîr, 2:836.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye