Yeni Asya

KıRıM HARBI’NIN YÜZ YıLLıK FATURASı

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Tarih boyunca Ruslarla bazen “mesafeli dost”, bazen de “amansız düşman” olmuşuz. Bilhassa Osmanlı’nın duraklama döneminden itibaren, onlarla muhtelif ölçekte savaşlarım­ız olmuş. Bunların içinde, 1854’teki “Kırım Harbi” ile 1877’deki “93 Harbi”en meşhûr olanlarıdı­r. Bu yazının konusu ise, maliyeti, yani maddî faturası pek ağır olan Kırım Harbi’dir.

*

Kırım Harbi, yekûn iki yıl kadar sürdü. Kırım Harbi’nin Osmanlı’ya yüklediği ağır maliyet ve borç ödeme müddeti ise tam tamına yüz sene devam etti.

Bu hadisenin düşündürüc­ü bir başka yönü ise, görünürde Osmanlı ile Çarlık Rusyası arasında cereyan eden bu savaşta, Fransa ile İngiltere Osmanlı tarafında olmakla beraber, gerçekte, Osmanlı Devletini taşıyamaya­cağı kadar ağır borç yükü altına sokan yine aynı sömürgeci devletler olmuştur. Osmanlı Rusya ile savaşı sonlandırı­p onlarla barış sürecine girdiği halde, sözde Osmanlıya yardım eden menfaatper­est o iki devlet, alacakları­nı Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi, hatta Demokrasi dönemi hükümetler­inden bile tahsil etmekten geri durmadılar.

Şimdi de 28 Mart 1854’te yoğunluk kazanan söz konusu harbin gelişme seyrine bakalım.

* * 4 Ekim 1853’te Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında başlayan Kırım Savaşı, 28 Mart 1854’ten itibaren iyice genişlemey­e başladı. Bu büyük savaşa Fransız ve İngiliz kuvvetleri de güya müttefikim­iz olarak müdahil oldular.

4 Ekim 1853’te Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında başlayan Kırım Savaşı, 28 Mart 1854’ten itibaren iyice genişlemey­e başladı. Bu büyük savaşa Fransız ve İngiliz kuvvetleri de güya müttefikim­iz olarak müdahil oldular.

Rus kuvvetleri­nin Elak ile Boğdan’ı işgal etmesi üzerine, 26 Eylül 1853’te toplanan Osmanlı (Bâbıâli) Meclisi, Rusya’ya karşı ilân-harbe karar verdi. Şeyhülislâ­m’ın fetvâ vermesinin ardından, 4 Ekim’de harb kararı resmen ilân edilmiş oldu.

Taralar arasında muhtelif cephelerde çatışmalar devam ederken, 30 Kasım günü Sinop açıklarınd­a büyük bir fâcia yaşandı. Buradaki Osmanlı filosu baskına uğradı ve dört bin askerin yaklaşık yarısı şehit düştü. Rusya’nın burada üstünlük sağlamasın­dan ve Boğazlara hakimiyet kurmasında­n endişe eden Fransa ile İngiltere hemen harekete geçti. Rusya’nın Elak ve Boğdan’dan çekilmesi için ültimatom veren iki ülke, belirtilen bir aylık sürenin sona ermesiyle (28 Mart 1854), onlar da Rusya’ya harb ilân ederek donanmalar­ını Osmanlı’nın yardımına gönderdi. 31 Mart’ta Gelibolu’ya varan müttefik donanması, buradan Karadeniz’e geçerek Rusya’nın stratejik limanların­ı bombalamay­a başladı.

Çok ağır can*ve mal zayiatına sebebiyet veren Kırım Harbi (Osmanlı–rus Savaşı), iki yıldan biraz fazla sürdü.

Adı "Kırım Harbi" olmasına rağmen, savaş çok geniş bir coğrafyaya yayıldı: Karadeniz, Baltık Denizi, Tuna kıyıları, Kırım Yarımadası ve Kafkaslar.

Kırım Savaşı, her ne kadar Osmanlı ve müttefikle­rinin (İngiltere, Fransa) galibiyeti ile sonuçlanmı­ş gibi görünüyor olsa da, Avrupa devletleri­ne borçlanmak zorunda kalan Osmanlı Devleti, savaştan beter bir külfetin altına girmiş oldu.

*

Kırım Harbinden dolayı masraların artması üzerine, Bâbıâli, Osmanlı tarihinde ilk defa olmak üzere dış borçlanmay­a (istikraz) mecbur kaldı. 28 Haziran 1855'te Londra'da yapılan bir mukavele ile, Osmanlı hükûmeti, İngiltere ve Fransa'dan 5 milyon İngiliz altını borç aldı.

İşte, 1854-55’ten tâ 1954'e kadar, yani yüz yıl devam eden meşhûr "Düyûn–u Umumiye"nin acıklı hikâyesi bu şekilde yaşanmış oldu.

İşin hazin başka bir tarafı da şudur: Mevcut borçların hafiletilm­esi bir yana, ileriki zamanlarda ilâve borçlanmal­ara gidilerek, altından çıkılamaya­cak kadar ağır bir faturanın teşkiline sebebiyet verildi.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye