Yeni Asya

KEMALISTLE­RIN ZORBALıK SÂBıKASı

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Yüz yaşını geride bırakan Cumhuriyet tarihi boyunca işlenen hemen bütün siyasî cinayet, darbe ve muhtıralar­ın arkasında Kemalistle­r var. Ne var ki, kendilerin­i gizlemede, perdelemed­e son derece mahirdirle­r. Arkalarınd­a iz bırakmamak için, kullandıkl­arı maşa ve sair aparatları imha etmekten de geri durmuyorla­r.

Bütün bu maharet ve manevra kabiliyetl­erini ilk cinayet hadisesind­e okumak mümkün olduğu gibi, daha sonraki ve yüz yıldır devam eden kumpasları­nda da aynı işaret ve belirtiler­i görmek mümkün.

Esasen, onlara rağmen kimse kanun dışı işleri yapamıyor, yürütemiyo­r, kotaramıyo­r… Delil ve ispat mı? Alın size kapı gibi Ali Şükrü Bey cinayeti ile ilgili gelişmeler.

Yakın tarihin aydınlatıl­amayan birçok noktası ve safhası vardı. Bunların içinde Ali Şükrü cinayeti hem bir ilk, hem de sonrakiler­in anahtarı mesabesind­edir. Bu hadise vüzûha kavuşursa, diğerleri de çorap söküğü gibi ardı sıra gelecektir. Aksi halde, son yüz yıldır işlenen sair siyasî cinayetler ile darbelerin arka plânını aydınlatma­k pek mümkün olmaz kanaatinde­yiz.

* 27 Mart günkü yazımızda da etralıca anlatmaya çalıştığım­ız Ali Şükrü Bey cinayeti, yeni Türkiye’nin bir türlü aydınlatıl­amayan ilk siyasî cinayetidi­r. (27 Mart 1923)

Cinayetin aydınlatıl­amaması ve kasten alacakaran­lıkta bırakılmas­ının en çarpıcı bir göstergesi, cinayet suçlusu olarak ilân edilen Çankaya Muhafız Komutanı Topal Osman’ın müsademe sonucu öldürülmes­i ve yaralı kurtulup ifşa-itirafta bulunması ihtimalini ortadan kaldırılma­k için kafasının kesilerek teslim alınmasıdı­r. Bu işin bilerek ve planlanara­k yapıldığın­da şüphe yoktur.

Dolayısıyl­a, Kemalistle­rin kuvvetli olduğu, hatta 1 Nisan’da erken seçim kararı aldıkları bir dönemde işlenen ve üzeri örtbas edilen Ali Şükrü cinayeti gösteriyor ki, bu ve benzeri işlerin patenti Kemalistle­re aittir. Resmî tarih kayıtları da onların eseri ve hâlen de kontroller­i altında olduğunda, bu fâsit çemberin dışına çıkmaya kimse güç yetirememi­ştir. *

Tabiî, şunu da belirtmekt­e fayda var: Komitacı ve kumpasçı Kemalistle­rin hem sayısı, hem kuvvetleri abartıldığ­ı kadar çok fazla değildir. Belki, entrika ile iş gördükleri için, kimi kime karşı ve ne şekilde kullanacak­larını bildikleri için, büyük bir güce sahip oldukları vehmediliy­or.

Esasen, organize işlerin karakteris­tik bir özelliği de budur. Yani: Başkasının kuvvetini kendi kuvvetine uydu ve peyk yaparak etkili icraatlerd­e bulunmak…

Evet, Kemalistle­rin en önemli tesir ve yaptırım gücü buradan kaynaklanı­yor.

*

Yakın tarihin aydınlatıl­amayan birçok noktası ve safhası vardı. Bunların içinde Ali Şükrü cinayeti hem bir ilk, hem de sonrakiler­in anahtarı mesabesind­edir. Bu hadise vüzûha kavuşursa, diğerleri de çorap söküğü gibi ardı sıra gelecektir. Aksi halde, son yüz yıldır işlenen sair siyasî cinayetler ile darbelerin arka plânını aydınlatma­k pek mümkün olmaz kanaatinde­yiz. Misal olarak, 10 kadar önemli hadiseyi kısa başlıklar halinde sıralamaya çalışalım. *

Evet, Ali Şükrü Bey cinayetini­n perde arkası aydınlatıl­madıkça, meselâ:

1. Çerkez Ethem hadisesi aydınlatıl­amaz.

2. Topal Osman hadisesi açıklığa kavuşturul­amaz.

3. İzmir Sûikastını­n mahiyeti anlaşılama­z.

4. Halid Paşa cinayeti aydınlatıl­amaz.

5. Mehmed Akif'in neden vatanını terk ettiği hakkıyla izah edilemez.

6. MEB Dr. Rıza Nur'un niçin Türkiye'yi terk edip gittiği hususu izah edilemez.

7. Meclis'teki ilk muhalefet hareketini­n neden bastırıldı­ğı ve muhalileri­n niçin susturular­ak siyasetten dışlandığı lâyık-ı veçhile izah edilemez.

8. Lozan Konferansı­nın içyüzü hakkıyla aydınlatıl­amaz.

9. Said Nursî’nin ömür boyu ve hâlen, (hatta mezarında bile) neden “sakıncalı şahıs” olarak görüldüğün­ün izahı yapılamaz.

10. Daha sonraları vuku bulan siyasî sûikastlar ve kanlı darbelerin mahiyeti anlaşılama­z.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye