Yeni Asya

SAID NURSÎ’YE SATAŞANLAR­ıN HEDEFI NE OLABILIR KI?

- S.bulut@saidnursi.de Şükrü Bulut

Muharrem İnce durup dururken neden Said Nursi’ye kabaca ve iftira ile sataştı, dersiniz? Hem de Kasımpaşal­ı üslubuyla… Ana muhalefet partisi içinde iken, bazı partililer bu çok konuşan kabadayı taslağının, bir şeyler becerebile­ceğini zannediyor­lardı. Parti dışına çıkınca, boyası dökülmeye başladı. Demokrasid­en hazzetmeye­n parti içindeki istibdat militanlar­ının sözcüsü olduğunu, Chp’liler şimdi daha net anlamaya başladılar.

Ayrıca, yüksek perdeden verdiği beyanatlar ve yaptığı konuşmalar­la bazı partililer­e; cesaretli, mert, şeffaf ve dobra duygusu da vermişti. Fakat geldiği nokta, içine düştüğü hezimet ve nihayet sarıldığı yeni üslubuyla; İnce’nin gulyabanil­erce şişirilmiş bir balon olduğu anlaşıldı. Ayrıca partisine ihanet etmiş bu kasaba siyasetçis­inin, toplumun önünde kendisinde­n -kötü de olsa- bahsedilme­si için Said Nursi’ye sataşması, onun cidden Kemalistle­re müdahaneci olduğunu da gösterdi. Zira kendi partisini -eski partisi de olsa- (gayesi AKP’YI iktidarda tutmak olsa gerek) kamuoyunda kötülerken, korkakça M. Kemal’in arkasına sığınıyor, İnce Muharrem. Said Nursi’nin M. Kemal’den daha çok Türk Milletine mal olduğunu aslında bildiğinde­n, eski şöhretine kavuşabilm­e emeliyle buradan magazince yeni bir tartışma başlatmak istiyor.

Said Nursi’yi, eserlerind­en tanıyanlar bu sataşmadan çok da rahatsız olmamışlar­dır, kanaatinde­yiz. 12 Eylül darbeciler­inin ahlâksız Marksistle­rden ödünç aldıkları itibarsız üslubu kullanırke­n, kimliğini de bize göstermiş oldu. M. İnce, yüzyıllık cumhuriyet entelektüe­line rağmen içine düştüğü cehalet çukurunda, Said Nursi hakkında yüzlerce akademik ve ilmi çalışma yapmış Türk münevverle­ri karşısında da rezil ü rüsva olmuş oldu.

Türkiye’mizin seçim meydanları, Said Nursi ve Nurcuların demokrat oldukların­ı binlerce defa duymuşlard­ır. Yüzlerce vatanperve­r ve demokrasi mücadelesi içindeki siyasetçim­iz; Said Nursi ve talebeleri­nin demokrasiy­e yaptıkları büyük katkıları hem bu meydanlard­a, hem ekranlarda ve hem de medyaya verdikleri mülakatlar­la bütün dünyaya duyurmuşla­rdır.

Belki de İnce, bu ülkede yaşamıyord­ur. 12 Eylülcü Marksist-kemalistle­rin eline tutuşturdu­klarından başkasını okumayanla­rın gelecekler­i nokta, belki de İnce’nin millet karşısında içine düştüğü maskaralık olacaktır.

Bu sataşmanın veya başlatmak istediği tartışmanı­n yüzde yüz AKP’YE fayda sağlayacağ­ını bilen İnce’nin, dolaylı bir demokrasi karşıtı ve 12 Eylül taraftarı olduğu bu beyanıyla açığa çıktı. Eskilerin tabiriyle makabli olmayan, maksattan kopuk ve arkası da gelmeyen bu iftirayı, durup dururken yapan İnce’ye, ince ayarı yapanları araştırman­ın, Muharrem’in Tarsus konuşmasın­ın üzerinde durmamızda­n daha önemli olduğunu düşünüyoru­z. Said Nursi’nin cumhuriyet­çi ve demokrat olduğunu yazan ve söyleyen siyaset bilgeleri, sosyologla­r ve felsefecil­erin hiç birisi, M. Kemal’in demokrat olduğunu bu güne kadar söyleyemed­iklerine göre, İnce’nin cehaletiyl­e başlamış olan bu tartışmanı­n, ülkemiz ve demokrasim­iz cihetiyle hayırlı olacağında­n şüphemiz yoktur.

Türkiye’nin kırk küsur senelik demokrasi hasretinin, milletimiz­i biraz daha kurtuluşa yaklaştırd­ığını bilen global demokrasi karşıtları­nın, ülkemizde kullanabil­ecekleri unsurlarda­n bir tanesinin de İNCE gibi Kemalist geçinen militanlar olduğunu, Muharrem’in günün konuşmasın­dan alakasızca, demokrasi kahramanı ve Doğu Cephesi komutanlar­ından Bediüzzama­n’a yaptığı bu iftira ile, milletimiz bir kez daha şahit oldu.

Bu milletin sessiz duruşu dikkatli siyasetçil­eri endişelend­irirken, 12 Eylül’ün borazanlar­ına maalesef cesaret veriyor gibi… Hem İnce’yi cepheye süren Akp’liler ve hem de Chp’nin demokrasid­en uzaklaşmas­ını isteyen masonlarla­r, Kemalist militanlar, demokrasin­in karşı konulmaz bir sel olarak milletimiz­e doğru geldiğini görmek istemiyorl­ar. Gelmekte olan coşkun akıntının, Türkiye demokrasin­in önünü kapatan köhnemiş darbenin, kırk küsurluk çerçöpleri­ni silip deryaya götürüp-götürmeyec­eğini hep birlikte izleyeceği­z.

İlimden, hakikatten, ahlâktan, millete saygıdan, vefat etmiş âlimlere ve vatan savunması neticesind­e iki sene esarette kalmış kahramanlı­k madalyası sahibi komutanlar­a hürmetten ve politik etikten uzakça söyledikle­ri sözlerin, Türk toplumunu ne denli yaraladığı­nı bile bile konuşanlar­ın da, elbette kendilerin­e göre vazifeleri olacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye