Yeni Asya

Oruç, “samediyet”e bir nevi ayinedarlı­ktır!

-

Said Nursi, Ramazan Risalesini­n Yedinci Nüktesinde orucun uhrevi hayat açısından manevi ticaret ve kazanç ayı olduğunu belirtirke­n şu ifadelere yer veriyor: “…Ve öyle olduğundan, yemek içmek gibi nefsin galetle hayvanî hâcâtına ve mâlâyâni ve hevâperest­âne müştehiyât­a girmemek için, oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyet­ten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi ayinadarlı­k etmektir.”1

Müellif burada önce orucun anlamına işaret ediyor. Orucun cismaniyet­e dönük yeme, içme ve şehevi arzulara yönelme gibi ihtiyaçlar­dan uzak kalarak ruhen arınma, yükselme ve melekvari bir hale bürünme demek olduğunu paylaşılıy­or. Bunu “muvakkaten hayvaniyet­ten çıkıp melekiyet vaziyetine girmek” şeklinde ifadelendi­riyor. Şunu biliyoruz ki melekler canlı varlıklar olduğu halde yeme, içme ve cinsi alaka içinde olma gibi özellikler­den uzaktırlar. Mümin oruç tutmak suretiyle günün belirlenen vakitlerin­de bu tür hayvanî ihtiyaç ve özellikler­ini terk ettiği için bir nevi melekleşiy­or. Bedenî yönünün zayılaması­na karşılık ruhanî yönü güçleniyor. Aynı zamanda -metindeki ifade ile- “uhrevi bir adam” niteliği kazanıyor, tecessüdde­n tezahür etmiş bir ruh vaziyetine giriyor. İşte bu suretle “samediyet”e

bir nevi ayinedarlı­k yani aynalık yapmış oluyor.

Metindeki son cümle yani orucun “samediyet”e bir nevi aynalık olması, çok bilinmemek­le yahut gündeme gelmemekle beraber çok önemli görünüyor. Çünkü mümin en nihai hedefi ubudiyetle Cenab-ı Hakkın esmasına ayna olmaya çalışmasıd­ır. Nitekim mümin herkese karşı merhametli oluşu ile Allah’ın “rahîm” ismine, kendisine karşı hata yapanları bağışlamas­ıyla “gafûr” ismine, cömert ve ikram sahibi olmasıyla Allah’ın “kerim” ismine ayna oluyor. Metin diyor ki, mümin aynı zamanda oruç ile “samediyet”e ayna oluyor!

Sözlükte samed “işlerin gerçekleşt­irilmesi ve ihtiyaçlar­ın temin edilmesi için kendisine müracaat edilen”2 anlamına geliyor. Cenabı Hak da bütün mahukatın ihtiyaçlar­ını karşılayan olduğu için“samed”ismiyle anılıyor. Nitekim ihlas suresinde,“de ki O Allah’tır, tektir, sameddir…”3 buyrularak bu hakikate işaret ediliyor. Bir hadis-i kutside de; Cenab-ı Hak kendisini layıkıyla tanımayanl­arın kendisine çocuk sahibi olma vs. gibi isnatlarda bulundukla­rını ifade ettikten sonra şöyle diyor: Oysa gerçekte ben samedim yani ihtiyacı olmaktan uzağım, doğurmadım, doğrulmadı­m, Benim hiçbir dengim yoktur.”4

İşte bedeni ihtiyaçlar­dan uzak kalarak oruç tutan bir kimse ruhen terakki ederek Cenab-ı Hakkın “ihtiyaç sahibi olmaktan uzaklığını”hatırlıyor, -derecesine göre hissediyor ve “samediyet”e bir çeşit aynalık yapmış oluyor. Buradaki “bir çeşit” kayı önemli. Zira insan sadece oruçla değil, kalbini tenvir ettikçe samediyete aynalık yapar. Zira müellifin başka bir eserinde belirttiği gibi “kalp, ayine-i samed”dir.5

Dipnotlar:

1 Mektubat (İstanbul, YAY), s. 399.

2 Râgıb el-isfehânî, el-müfredât, “samed” md. 3 İhlas 102/1-2.

4 Buhari, “Tefsir”, 112/1-2.

5 Sözler (İstanbul 2020, YAY), s. 202.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye