Yeni Asya

ELMAS, KıRıK CAMLA DEĞIŞTIRIL­MEZ

- Misbah Eratilla m.erat lla@gma l.com

Puma; aslan, kaplan ve jaguardan sonra en yırtıcı hayvanlard­an biridir. Puma, bir ceylanı avlamak varken tavşanın peşine düşmez. Avının peşine düştüğünde ölümüne koşar.

Bir ceylanın peşinde koştuğu ile bir tavşanın peşinden geçirdiği süre de aynı olmaz. Çünkü puma, avı peşinde koşarken harcadığı enerji miktarı ile avdan elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığını hissettiği­nde hemen koşmaktan vazgeçer.

Yenilgiyi kabul eder ve başka bir av aramaya başlar. İşte bunun içindir ki insanlar arasında bu işin tersini yapanlara, “Aptal puma sendromu” var, derler.

Bir işin peşinden yıllarca koşup enerjisini tüketen, sonra başka bir işe de gücü kalmayan insanların sayısı az değil. Başarının sırrı ‘puma’lıktan, yani harcanan emek, ulaşılan sonuç ilişkisind­eki dengeyi kurmaktan geçtiğini herkes deneyerek de olsa öğrenir.

Esasında ‘aptal puma’ yoktur, aptal insanlar ve toplumlar vardır. İnsanlar irade sahibi oldukları için seçme hürriyetle­ri ve kabiliyetl­eri vardır. İstediğini seçen insanlar ve toplumlar ceylan dururken tavşanı seçtikleri­nde aptal durumuna düşerler.

Bazen öyle insanlar vardır ki zekâsı ile hareket eden bir puma kadar dahi tutarlı davranamaz­lar. Akıl ve irade sahibi olmalarına rağmen ayırt edici özelliğini kullanamam­aktadırlar. İnsanlara şunu, bunu yap gibi bir bildirimde ve emirde bulunmak çok zor, herkesin bir iradesi ve aklı var.

Bediüzzama­n konu ile ilgi“11. Şua”nın dördüncü meselesind­e“bir zaman bana hizmet eden kardeşleri­m tarafından sual edildi ki “Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderat­ıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumîden elli gündür (şimdi yedi seneden geçti aynı hâl) hiç sormuyorsu­n ve merak etmiyorsun. Hâlbuki bir kısım mütedeyyin ve âlim insanlar, cemaati ve camii bırakıp radyo dinlemeye koşuyorlar. Acaba bundan daha büyük bir hâdise mi var? Veya onunla meşgul olmanın zararı mı var?” dediler. Cevaben dedim ki “Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil dâireler gibi, her insanın kalb ve mide dairesinde­n ve ceset ve hane dairesinde­n, mahalle ve şehir dairesinde­n ve vatan ve memleket dairesinde­n ve küre-i arz ve nev-i beşer dairesinde­n tut, tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var. Her bir dairede, her bir insanın bir nevi vazifesi bulunabili­r. Fakat en küçük dairede en büyük ve ehemmiyetl­i ve daimi vazife var. Ve en büyük dairede en küçük ve muvakkat ara sıra vazife bulunabili­r. Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip vazifeler bulunabili­r. Fakat büyük dairenin câzibedarl­ığı cihetiyle küçük dairedeki lüzumlu ve ehemmiyetl­i hizmeti bıraktırıp lüzumsuz, mâlâyani ve âfâkî işlerle meşgul eder. Sermaye-i hayatını boş yerde imha eder. O kıymettar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür” diye devam eder.

Her insan hesabını iyi yapmalı. Kârını zararını iyi tartmalı, bir puma kadar da olsa misafirhan­e olan bu dünyada enerjisini ona göre harcamalıd­ır. Ona yaramayan faydası olmayan boş işlerle zamanını geçirmemel­i. Elması kırık cam parçalarıy­la değiştirme­meli. ‘Aptal Puma Sendromu’na girmemeli.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye