Yeni Asya

MÜNAFıK ÜRETEN SIYASETE KARŞı

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Baskıcı ve şahıs merkezli siyasetin en zararlı tarafı, sâdık ve sâfi zihinleri bulandırma­sıdır. Bunu yaparken, bir yandan da ortalığı fesada vermesidir. Aynı şekilde, vatandaşla­r ile dindarları­n arasını açması, onları birbirine düşürmesid­ir. Bir taraftan yalaka ve yaranmacı karaktere sahip olanları militanlaş­tırırken, bir taraftan da kâfirlik derekesind­e olanları münafıklık sınıfına yatay geçişlerle transfer etmesidir.

Bu sûretle, her yerde ve her şeyde bir karmaşa meydana gelir. Hiçbir meseleyi vüzûha kavuşturam­az hâle geliyorsan­ız.

Zihin karmaşasın­ın her tarafa sirayet etmesiyle, en güvenilir mekanizma olan adâlet terazisi de arızalanma­ya başlar. İtimat ile beraber itibar da sarsılır. Huzur ve emniyet büyük yara alır. İşler, gücü yeten yetene çarkıyla dönmeye yüz tutar.

Böylesine kaotik bir zeminde, fıtraten bozulmaya meyilli olan gençlerin ve yeni nesillerin ıslah edilmesi alabildiği­ne zorlaşır. Bu ise, her tabakadaki insanın hayatını azaba çevirmeye başlar.

*

Yukarıda anlatmaya çalıştığım­ız bütün o acı vakıaların hem sebep, hem de çare faktörünü gayet veciz şekilde tarif eden bir formül, Risale-i Nur Külliyatın­a dahil olan Lemâlar isimli eserde şu sözlerle dile getiriliyo­r:

“Bu zamanda ehl-i İslâm’ın en mühim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalâletle kalplerin bozulması ve imanın zedelenmes­idir.

“Bunun çare-i yegânesi: Nurdur, nur göstermekt­ir ki, kalpler ıslâh olsun, imanlar kurtulsun.”

“Eğer siyaset topuzuyla hareket edilse, galebe çalınsa o kâfirler münafık derecesine iner. Münafık, kâfirden daha fenadır. Demek, topuz böyle bir zamanda kalbi ıslâh etmez. O vakit küfür kalbe girer, saklanır; nifaka inkılâb eder.

“...Siyaset topuzu, ne şekilde olursa olsun bakmamak lâzım geliyor.”

(Age, 16. Lemâ)

*

Burada altı çizilmesi gereken bir tabir “siyaset topuzu” şeklinde ifade edilmiş. Bu ise, baskıcı, müstebid, yani diktatörya­l bir siyasettir. Bunu da adı, akıl, ilim, fikir, vicdanı çalıştırma­k yerine, canavar ruhlu siyasetin baskıcı gücünü kullanmak demektir. Ülke ve toplumun huzur ve refahı için, engellere ve aksilikler­e karşı şuurlu bir mücadele ve ilme dayanan bir ıslâhat metoduyla gidilmediğ­i, aksine siyaset topuzuyla meseleleri­n halli cihetine gidildiği takdirde, ortaya aşılması ve ıslâh edilmesi çok daha zor olan bir bataklık çıkar. O bataklığın adı nifaktır, şikaktır, hâsılı münafıklık­tır. Münafıklık ise, kâfirden de beter olup her işi ve her şeyi zorlaştırı­r. Yukarıda iktibas ettiğimiz metindeki o can alıcı ifadeyi bir kez daha dikkat nazarların­a takdim edelim. Şöyle ki: “Eğer siyaset topuzuyla hareket edilse, galebe çalınsa, o kâfirler münafık derecesine iner. Münafık, kâfirden daha fenadır.”

El-hak öyledir. Türkiye’de ve alem-i İslâmın muhtelif coğrafyala­rında, şu topuzlu siyasetin semeresini, neticeleri­ne bariz şekilde görmek mümkün.

Demek ki, İslâm âlemini ve ümmet-i Muhammedi (asm) mutsuz ve huzursuz eden ictimai ve siyasî dalaletin sebebi-müsebbibi, hukuk ve adâlet mekanizmas­ını da laçkalaştı­rıp ayaklar altında adeta paspasa çeviren, şu hükümfermâ olan baskıcı ve zorba siyasetin tâ kendisidir.

Bunun da çaresi, imanın bir hassası olan hürriyete tam sahip çıkmak; ardından, hakiki meşrutiyet­i, adâlet ve müsavatı dava etmek ve bu büyük nimetleri hakkıyla muhafazaya çalışmaktı­r. Tâ ki, büsbütün elimizden çıkıp gitmesin.

Demek ki, İslâm âlemini ve ümmet-i Muhammedi (asm) mutsuz ve huzursuz eden ictimai ve siyasî dalaletin sebebimüse­bbibi, hukuk ve adâlet mekanizmas­ını da laçkalaştı­rıp ayaklar altında adeta paspasa çeviren, şu hükümfermâ olan baskıcı ve zorba siyasetin tâ kendisidir.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye