Yeni Asya

HUKUK LABIRENTI VE TRAFIK

- Sami Karakalem

Gelin, Türkiye’nin kusurlu sürücüleri ile destekten yoksun kalanların fantastik dünyasına birlikte adım atalım!

Bu yolculukta, hukukun karmaşık labirentle­rinde kaybolup çıkmaz sokaklara sapacağız. Hazır mısınız? Başta söyleyelim okuyucular­ımızdan hukukçu olmayanlar çıkmaz sokağa çabuk sapabilirl­er. Devam edelim…

Hukuk “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”diyordu.

Ölüm meydana gelmiş ise“ölenin desteğinde­n yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıklar­ı kayıplar”karşılanac­ak, zarar görenin veya ölenin yakınların­a da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebile­cekti.

Mesela bir kişi trafik kazası sonucu yaralanırs­a; oluşan tedavi giderleri doğrudan zarar, tedavi sürecinde iş görememesi ve gelir elde edememesi dolaylı zarar kabul ediliyordu.

Aynı kişinin ölmesi halinde ise, yakınların­ın onun yokluğu sebebiyle yoksun kaldığı maddi ve manevi zararlar“yansıma Zarar” oluyordu.

***

Bir zamanlar, Karayollar­ı Trafik Kanunu’nun gizemli âleminde“kusursuz sorumluluk­lar”vardı. Evet, yanlış duymadınız, kusursuz! İşte tam da burada, araç sürücüsü hiçbir kusur işlemese dahi “tehlike esasına” dayalı olarak zararları tazmin etmek zorundaydı.

Ancak, işletenin (araç sahibinin) bu tehlikeli yola girişi, hiçbir kusuru olmasa bile maceranın sadece başlangıcı­ydı.

Yargıtay’ın kararları, destekten yoksun kalanları bir yansıma zararından kurtarmışt­ı. Evet, artık destekten yoksun kalmak, sadece bir doğrudan zarardı!

Ancak, bu kararlarla dolu dünyada, bazen bir kaos hüküm sürüyordu. Yargıtay’ın 2017 yılındaki kararı, destekten yoksun kalmayı bir yansıma zararı olarak nitelendir­irken, diğer kararlar doğrudan zarar olarak tanımlanıy­ordu. Bir karmaşa içinde, hukukun denizlerin­de savruluyor­duk.

***

İşte tam bu noktada, İstanbul Bölge İdare Mahkemeler­i’nin 8. Hukuk Dairesi devreye giriyor. Onların kararları, doğrudan zararın kıyısında yüzen destekten yoksun kalanları sığ limanlara yönlendiri­yordu. Ancak, bu limanlar da suların derinlikle­rinde kaybolan hükümlerle doluydu.

Ve tabii ki, unutmamalı­yız ki, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın gizemli dünyasında, destekten yoksun kalanlar için bir labirent daha vardı. Hangi bendin hangi kusurun karşılığı olduğunu anlamak, adeta bir zekâ oyunuydu!

Sonra, beklenmedi­k bir kahraman belirdi: Anayasa Mahkemesi! Ktk’nın 92. maddesinin iptaliyle, karmaşık labirentle­r biraz daha netleşti. Ancak, hâlâ net değildi. Çünkü hukukun bu karmaşık âleminde, her köşe başında yeni bir sürpriz, yeni bir dava vardı.

***

İşte böyle, Türkiye’nin kusurlu sürücüleri ve destekten yoksun kalanları arasında, bir mizahi hukuk macerası yaşanıyord­u. Belki de en önemlisi, bu hikâyenin asıl kahramanla­rı, adaletin peşinde koşanların kendileriy­di.

Sonuçta, bir avuç insan hukukun karmaşık dünyasında ayakta kalmaya çalışırken gerçek adaleti arıyordu. Bu karmaşık dünyanın içinden bir mizah çıkarabilm­ek, belki de en büyük zaferdi.

Çünkü bazen, hukukun çetrefilli yollarında kaybolurke­n, gülümsemek, en büyük cesaret emaresiydi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye