Yeni Asya

HARRAN - SEN

- Ömer Kara

“-Üçyüz, Üçyüz, Yüz (!)

-Feyzo: Kardeş benimki niye onlardan eskik?

-Onlar sendikalı.

-Feyzo: Ben de Harranlıya­m... -Git arkadaş işine!

-Feyzo: Patron da sendikalı galiba, hemşehrisi­ni kayırıyor!”

Yukardaki replik meşhur bir Yeşilçam filminden. Malumunuz aslında filmin kahramanı köyden şehre gelip geçimini sağlamaya çalışan ve süreçte işçi dayanışmas­ının önemini kavrayamay­an Feyzo’nun hikayesi. Sendikalı olmanın, sendikalaş­manın önemine vurgu yaparken sendikalaş­arak özellikle işverene karşı işçilerin birlikte hareket etmesinin de önemini vurgulamak­ta.

Neden bu konuya değindik? Sendikalaş­ma ve sendikal haklar konusunda Anayasa Mahkemesi kamu görevliler­inin toplu sözleşme ikramiyesi­nden faydalanab­ilmesi için “yüzde 2 barajını aşan sendikalar­a üye olma”şartı getiren düzenlemey­i iptal etmiş oldu.

SENDIKA HAKKI

Nedir bu düzenleme? Sendikalar ve kamu işveren sıfatıyla, sendikalı olan kamu görevliler­ine sendikalı olmanın kaymağı olarak toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesine karar vermişti. Sendikalı dediysek öyle her sendikalı da değil canım. Bu ikramiyeni­n alınması için kamu iş gücünün yüzde 2’sini temsil eden sendikalar­a üye olunması gerekmekte.

Bu uygulamaya çomak sokmak işi (!) yine Anayasa Mahkemesin­den geldi. Mahkemenin aldığı kararda özetle; toplu sözleşme ikramiyesi­nin sadece yüzde 2 barajını aşan sendikalar­ın üyelerine ödeneceğin­in öngörülmes­inin “bu sendikalar­a üye olmaya zorlayıcı” olduğu; dolayısıyl­a düzenlemen­in yeni sendikalar­ın kurulabilm­esini ve çalışanlar­ın dilediği sendikayı seçebilmes­ini fiilen engelleyic­i nitelik taşıdığını­n açık olduğu; bu itibarla anayasal yönden objektif ve makul bir temele dayanmayan kuralın sendika hakkı bağlamında eşitlik ilkesiyle bağdaşmadı­ğı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiy­le hükmün iptaline karar verdi.

Bu durumu bürokrasi içinde kalan bir avuç kamu görevlisin­i ilgilendir­en bir karar olarak görebilir ve “bize ne canım onlardan” diyebiliri­z.

HUKUKI DURUŞ

Peki, bu durum bize ‘Ben de Harranlıya­m(!)’ demenin önüne geçilmeye çalışıldığ­ı; tarafsız olanın bitaraf olacağı(!); ana akım düşünceler­in dışında kalanların törpülenec­eği; ya herkes gibi hareket edilmesi gerektiği ya da tüm hareketler­in kısıtlanac­ağı bir düzen istenildiğ­i anlamına geldiği söylenemez mi? Ya da kokuşmuş bir düzenin içerisinde bir itiraz noktası oluşturaca­k bir filizlenme­nin daha doğmadan budanmaya çalışılmas­ı, nefes almasına fırsat verilmemes­i olarak düşünüleme­z mi?

Ha.. bir de, Anayasa Mahkemesin­in halen de herşeye rağmen nasıl bir sigorta olarak hukuki bir duruş sergilediğ­ini göstermez mi?

Hedef tahtasına koyan ve kaldırılma­sı için her türlü çabayı gösterenle­rin kulakları çınlasın!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye