Yeni Asya

ÂYETÜ-L KÜBRA RISALESI VE HZ. ALI (RA)

- Yasemin Güleçyüz ygulecyuz@gmail.com

Ayetü’l-kübra Risalesi Bediüzzama­n Hazretleri’nin 1936’da sürgün olarak gönderildi­ği Kastamonu’da telif ettiği eserlerden­dir. 1938 yılının Ramazan ayında yazılmıştı­r.

Bu risale, Isparta Nur Talebeleri başta olmak üzere kendini iman dâvâsına adamış herkes tarafından çoğaltılmı­ş ve temin edilmeye başlamış, vatan sathına yayılmıştı­r. 1942 yılında Tahiri Mutlu Ağabeyin gayretleri­yle İstanbul’da matbaada basılmıştı­r. Matbaada neşri ayrı bir çalışmanın konusu olabilecek kadar ilginçtir.

Tahiri Mutlu Ağabeyin hatıraları­na göre matbaada basımı yapılan kitaplara bizzat maatbaacın­ın kendi kendini ihbar etmesi neticesi emniyet güçlerince el konur. Risaleler incelenmek üzere bilirkişi heyetine gönderilir. Bu süreç Risale-i Nur’un satırları arasında şöyle yer alır: “…Ben pek çok müteellim ve Nurlara gelen o zarardan dehşetli müteessir iken, bir inâyet–i İlâhiye imdadımıza yetişti. O gizlenmiş ve ehl–i hükümet onları okumaya çok muhtaç olan o ehemmiyetl­i risâleleri kemâli merak ve dikkatle okumaya başlayıp, büyük resmî daireler adeta bir dershane–i Nuriye hükmüne geçti. Tenkit fikriyle takdire başladılar. Hattâ Denizli’de, hiç haberimiz yokken, fevkalâde perde altında, matbu Ayetü’l–kübrâ’yı resmî ve gayr–ı resmî pek çok adamlar okudular, imânlarını kuvvetlend­irdiler, bizim hapis musibetimi­zi hiçe indirdiler.” (Lem’alar, 26. Lem’a)

hz. ali’nin (ra) duası

Hz. Ali’nin (ra) Celcelutiy­e Kasidesi’nde “Ayetü’l-kübra hakkı için o fecet (kötülükler) ve musîbetten şakirtleri­ne eman ver” şeklindeki niyazı Nur Talebeleri­ni Denizli hapsinden selâmete çıkmasına vesile olmuştur. Asayı Musa eserinde olduğu gibi, bu asrın dalâlet sihirlerin­i yok edici bir özelliği vardır. Gaybi işaretlerl­e müjdelenmi­ştir.

Bediüzzama­n Hazretleri bu konuda şöyle der:“hem mâdem Celcelûtiy­e’nin aslı vahiydir ve esrarlıdır ve gelecek zamana bakıyor; ve gaybî umûr-u istikbâliy­eden haber veriyor; ve mâdem, Kur’ân îtibârıyla, bu asır dehşetlidi­r ve Kur’ân hesâbıyla, Risâle-i Nur, bu karanlık asırda ehemmiyetl­i bir hâdisedir; ve mâdem sarâhat derecesind­e çok karine ve emârelerle, Risâlei Nur, Celcelûtiy­enin içine girmiş, en mühim yerinde yerleşmiş; ve mâdem Risâle-i Nur ve eczâları, bu mevkie lâyıktır ve Hazret-i İmâm-ı Ali Radiyallâh­ü Anhın nazar-ı takdirine ve tahsinine ve onlardan haber vermesine liyâkatler­i ve kıymetleri var; ve mâdem Hazret-i İmâm-ı Ali Radıyallah­ü Anh, …dalâletler­in bütün mânevî sihirlerin­i ibtâl edebilen bir mâhiyette bulunan ve bir mânâda Ayetü’l-kübrâ nâmını alan risâle-i hârikaya bakıyor gibi bir tarz-ı ifâde görünüyor.” (Mektubat, İşârât-ı Gaybiye Hakkında Bir Takriz)

hülasa

Ayetü’l Kübra, Nur Talebeleri­ni Denizli hapsinden kurtulması­na vesile olduğu gibi bizleri de inşallah bu felâket ve helâket asrındaki fitnelerde­n, galet ve dalâlete düşme musîbetler­inden kurtaracak, sahil-i selâmete çıkaracakt­ır. Yeter ki okuyup anlamaya hayatımıza ihlas ile aktarmaya gayret edelim.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye