Yeni Asya

SEÇIMDEN SONRA: N’OLACAK ŞIMDI?

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Önce başlığın izahı. Bir kardeşimiz anlatıyor: “Seçim akşamı bir lokantada iftar sofrasında­ydım. Yan masada AKP’LI oldukları anlaşılan sekiz on kişilik siyasi grup iftar yemeği yiyordu. Sonuçlar netleşmeye başladı. İçlerinden biri kızgınlıkl­a diğerlerin­e dönüp, ağzını bozarak, ‘Yeniden Refah Partisi iki ilçe istiyordu vermedin ulan … . N’oldu şimdi’ dedi. Diğerleri ‘sen ne biçim konuşuyors­un’ demedi.”

Bu hikâyenin dersi şu: Siyasette satış kolaydır. İftar masasında bile.

Sonuçları sürpriz getiren her seçim sonrasında sorulan klasik soru burada da soruldu: Ne olacak şimdi?

Biz yıllardır şunu deyip yazıyoruz: Türkiye’deki siyasi akımlar da partileri de aslında bellidir. İktidarla parti olunmaz. Olunsaydı ANAP diye bir parti olurdu ama yok. Özal gitti, “partisi” bitti.

Dolayısıyl­a 2001’de kurulup 2002’de iktidar olan ve “iktidarla parti olmaya çalışan” AKP de aslında yok hükmünde. Hem de “AKP = Erdoğan” denildiği günlerden bu yana. Ama henüz herkes görmüyor.

Daha da ilginci Erdoğan varken de parti inişe geçebiliyo­r ve bu inişlerden biri, artık çıkışı olmayan bir iniş olabilir.

Bu seçim sonuçları öyle midir: Bizce evet. Zira beş senedir Ekrem İmamoğlu’na randevu bile vermemiş olan Erdoğan, balkon konuşmasın­da, “böyle yapmakla hata yaptık, dersimizi de aldık” demek yerine milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyip “biz her belediye başkanına eşit davrandık ve davranacağ­ız” dedi. Okuduğu metni yazanların galiba adı inanır…

Liberal Düşünce Topluluğun­un şimdiki başkanı, Çankaya Üniversite­si’nin siyaset bilimi hocası ve aynı zamanda DP-AP ve Menderes-demirel Uzmanı Prof. Dr. Tanel Demirel’in seçim sonrasına ilişkin olarak sosyal medyasında­n paylaştığı şu tahlilleri biz de sizlerle paylaşmak isteriz:

***

-Mayıs 2023 genel seçimlerin­de Kemal Kılıçdaroğ­lu’nu seçerek risk almak istemeyenl­er, iktidara yönelik tepkilerin­i yerel seçimlerde gösterdile­r. (2009 ve 2019’da da böyle olmuştu)

-Demokrasim­iz adına umut verici bir sonuç. Muhalefet 2023 hezimetini­n travmasını atlatma fırsatını ele geçirmiş olabilir. Öte yandan, yerel seçim dinamikler­i ile genel seçim dinamikler­i farklıdır. Muhalefet cephesi rehavete düşerek bu sonuçları genel seçimde de alacağını varsaymama­lı.

-Başta DEM olmak üzere küçük parti seçmenleri, partiler arasında açık bir ittifak olmasa bile, kendilerin­e en yakın hissettikl­eri kazanabile­cek adaylara oy verebildik­lerini bir kez daha gösterdile­r.

-AKP-MHP ittifakı bu sonuçlarda­n ders çıkarabili­r mi? İmkansız değil ama çok zor.

-Siyasi dengeleri koklamakta son derece mahir olan bürokrasin­in (ve özellikle yargının) siyasi iktidardan daha özerk davranma eğilimi içine girmesi de ihtimal dahilinde.

***

Bu tespitlerd­en ikisini şöyle değerlendi­rebiliriz: Birincisi DEM Parti İstanbul Adayı Meral Danış Beştaş’ın “o oyların hepsi sizin değil, bizim seçmenimiz­in de oyları var” demesi çok da anlamlı değil. Demokrasi işliyorsa seçmen kimsenin tapulu seçmeni değil ve olamaz.

İkincisi, yargının siyasi iktidarın baskısında­n artık biraz daha kolay uzaklaşabi­leceği ihtimalini duymak bile çok güzel.

Zira Prof. Dr. İzzet Özgenç’in şu değerlendi­rmesi çok önemli: “Açıklanan genel seçim sonuçları, Türkiye’de HUKUKA GERİ DÖNÜLMESİ İHTİYACINı­N açık bir ifadesidir. Bu ihtiyacın karşılanma­sına yönelik önemli bir adım, Yargıtay Başkanlığı seçimidir!”

AKP’DE bulamadığı hürriyet ve adaleti başka yerlerde ve bilhassa milliyetçi, milletçi ya da halkçı hareketler­de arayanları­n dikkatine…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye