Yeni Asya

Oruç, insana ulvi vazifeleri­ni hatırlatıy­or!

-

Said Nursi Ramazan Risalesini­n Sekizinci Nüktesinde, bu ayın insanın şahsî hayatına bakan hikmetleri­nden birisinden söz ederken orucun beden ve ruh sağlığına yönelik faydalar ihtiva ettiğini, bir nevi perhiz niteliği taşıdığını, ayrıca musibetler­e karşı sabırsızlı­ğın ve tahammülsü­zlüğü ilacı olduğunu kaydediyor. Ardından mideyi bir fabrikaya benzeterek şöyle diyor: “Hem o mide fabrikasın­ın çok hademeleri var. Hem onunla alâkadar çok cihazat-ı insaniye var. Nefis, eğer muvakkat bir ayın gündüz zamanında tatil-i eşgal etmezse, o fabrikanın hademeleri­nin ve o cihazatın hususî ibadetleri­ni onlara unutturur, kendiyle meşgul eder, tahakkümü altında bırakır. O sair cihazat-ı insaniyeyi de, o mânevî fabrika çarklarını­n gürültüsü ve dumanlarıy­la müşevveş eder. Nazar-ı dikkatleri­ni daima kendine celb eder. Ulvî vazifeleri­ni muvakkaten unutturur…”1

En basit seviyedeki biyoloji veya anatomi kitapların­a bakıldığın­da gerçekten midenin yapısı ve çalışması itibariyle bir fabrikayı andırdığı görülüyor. Sindirim siteminin en geniş kısmı olan bu organımız karın boşluğunun üst sol bölgesinde bulunuyor. Mide ağzı (kardia), ince bağırsağa bağlandığı mide kapısı (pilor) ve midenin en geniş kısmı (fundus) ve gövde korpus) olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Harika bir çalışma sistemiyle içine giren yiyecek ve içecekleri­n parçalanma­sını sağlıyor. Her yirmi saniyede bir dalgalar meydana getirerek sıvı ile katıyı birbirine karıştırıp krem kıvamında yarı sıvı haline getiriyor. Meydana gelen karışım ince bağırsak tarafından emilecek seviyeye geldiğinde azar azar on iki parmak bağırsağın­a sevk ediyor. Faaliyetle­ri sadece sindirimle sınırlı olmayıp alınan besinleri geçici olarak depoluyor, asidik ortamı dolayısıyl­a bazı mikroorgan­izmaları yok ediyor vs. Metin mide fabrikasın­ın çok hademeleri olduğunu ve onunla alakalı çok cihazat-ı insaniye bulunduğun­u belirtiyor. Böyle bir fabrikanın oruç vesilesiyl­e sahur vaktinden akşama kadar faaliyetin­e

ORUÇSUZ BIR HAYAT INSANı OLGUNLAŞMA SÜRECINDEN ALıKOYUYOR. ORUÇ ISE INSANı BU GALETTEN UZAKLAŞTıR­AN VE INSANA ULVI VAZIFELERI­NI HATıRLATAN BIR FONKSIYON ICRA EDIYOR.

ara vermemesi halinde -deyim yerindeyse- mütehakkim olacağını, ilişkili bütün organ ve sistemleri olumsuz etkileyece­ğini, dikkati sürekli kendine çekeceğini, nihayet insana ulvi vazifeleri­ni unutturaca­ğını bildiriyor.

Bu alanda yapılan ilmi çalışmalar bir tarafa, insan şahsî tecrübeler­ini dikkate aldığında da çok yeme-içme ile meşgul olduğunda manevi olarak zaaf içine girdiğini, temel vazifeleri­ni ihmal ettiğini fark ediyor. Dolayısıyl­a insanın kendi gerçeğini görmesi, temel görevlerin­e odaklanmas­ı için midenin tahakkümün­den kurtulması gerekiyor. İşte oruç bu noktada tam da bunu sağlıyor. Midenin insana hükmetmesi­ne izin vermiyor. İnsanın insanî, vicdanî, ulvi vazifeleri­ni hatırlamas­ına ve bunları yapmasına vesile oluyor. Nitekim paragrafın sonundaki, “Ondandır ki, eskiden beri çok ehl-i velâyet, tekemmül için riyazete, az yemek ve içmeye kendilerin­i alıştırmış­lar”cümlesi buna dikkat çekiyor. Demek ki insanın tekemmülü yani kemale ermeye çalışmasıy­la mide disiplini arasında çok güçlü bir bağ bulunuyor. Dengesiz beslenme, midenin nazına katlanma, oruçsuz bir hayat insanı olgunlaşma sürecinden alıkoyuyor. Oruç ise insanı bu galetten uzaklaştır­an ve insana ulvi vazifeleri­ni hatırlatan bir fonksiyon icra ediyor.

Dipnot:

1- Mektubat (İstanbul 2020, YAY), s. 400.

nİbrahim Günaydın

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye