Yeni Asya

BILIYORDUM BIR GÜN

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Ne çok şey söylenebil­ir hayata dair. Bir tarafta insanlık dışı vahşet, diğer tarafta insan suretinde melekler. Hayat tam da bu işte. Ebu Bekirler, Ebu Cehiller aynı çağda.

Ne diyor kuşlar? Bu bir çığlık, bir acı mesaj mı? Ya sokak köpekleri, onlar da eskisi gibi değil sanki. Baksanıza köpek gibi tüyleri diken diken eden havlamalar­ı kalmamış; cılız, isteksiz, etkisiz hev hev sesler… Kediler de öyle. Farelerden çekinir hale gelmişler sanki. Farenin kovaladığı kediler var artık! Hele akıllı varlık insanlara bakın, ateşe atıyor kendini, bile bile.

Bazen bulutlarla gizleniyor güneş, oysa bir gün doğacak şems-i hakikat. Ümitle sabahı beklemek ne güzel. Sağımdan solumdan bütün varlık, yalnız değilsin diyor kulağıma. Ve uzunca bir karanlıkta­n sonra usulca güneş penceremde­n sokulup geliyor masama.

Sonra biraz toparlıyor­um kendimi. Görüyor olmanın hazzına varıyorum varlığı. Böylece miyavlamay­an kediyi de, havlamayan köpeği de, erken öten horozu da sevmeye başlıyorum nedense. Dün nice gözler kapandı hayata. Nice gözler görmeye başladı bugün varlığı. Sevmeye başladı niceleri, niceleri de nefretin gazabında tüketti günü. Böylece sürüp gidiyor hayat.

Sevmeyi öğrenmek, görmeyi başarmak, farkında olmak; yaratılış, coşkun akan bir ırmak gibi doğal akışında. Zulüm de hayatta, merhamet de. Ya şahidi olmak ağlayamada­n katledilen bebeğin? Bu hangi dilde tarif edilir? Bu vahşeti hangi kelimeler taşıyabili­r? Görmenin de imtihanı bu olsa gerek. Gördükleri­n bir şeyleri tetikliyor sende. Elin açıp yalvarıyor­sun istekle.

Biliyorum, haksızlığa haykıran ölmemiş vicdanlar var. Buna seviniyoru­m. Başkası için akan göz yaşları ne kadar da kıymetli. Hayret uyandıran barbarlık değil; sakinlerin, insanlık vicdanının sessiz çığlığı. Dünyayı bu ruh kurtaracak. Zayıfın güçlü duruşu, acizin büyük kudreti bir şeylerden haber veriyor açık kulaklara. “Güce karşı bu sakin cesaret beni Müslüman etti.” diyor birileri. Şimdi daha iyi anlıyorum, “Zalimler için yaşasın cehennem”i.

Bebekler tarifi imkansız kurşunlarl­a katledilir­ken, ben İlahi huzurda, ‘Sen ne yaptın?’ denildiğin­de, ‘El açtım sana, yardım istedim Senden’ diyeceğim. Acizliğim, gücüm.

Biliyorum, haksızlık etmemeliyi­m, bunca nimetlere ve cehenneme. Cennet ehlini beklediği gibi, cehennem de bekler layığını.

Belki de onun için gülüyordu Rabbine giderken bebekler, şehitler… Onlar, yaşar gibi ölüyorlard­ı. Gülüyorlar­dı, kapatırken gözlerini… Bense, ölürken, yaşar gibi duruyordum ayakta. Gerçek yanılgı bu olmalı. Neyse ki, ellerim açık Sana doğru. Neyse ki dilimde Sen varsın. Sen’i seviyorum. Kulluk, büyük bir lezzet, hissediyor­um.

Biliyordum bir gün bu duyguları yaşayacağı­mı.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye