Yeni Asya

FıRTıNA GEÇ$YOR, KAPıLARıMı­Zı AÇALıM

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Geçen haftalarda İstanbul Anadolu yakasında yapılan Yeni Asya’nın 55. Yılı kutlama programınd­aki konuşmamız­da söylediğim­iz bazı hususları genişleter­ek yazalım.

15 Temmuz 2016 fitnesi ve sonrasında yaşanan kitlesel ve ilkesel hukuksuzlu­klar büyük bir fırtına estirdi. Birileri, Yeni Asya’ya, asla yakışmayac­ak ve yapışmayac­ak “darbe taraftarlı­ğı” gibi bir saçma isnadı yapmaya kalktı, ama tutmadı.

Bu fırtınada birileri“cemaat”kavramını ve dik duran ve kendi doğrusu üzerinde giden bütün cemaatleri“muhalif”ya da“devlet düşmanı”diyerek gözden düşürmeye gayret etti. Ama başaramadı.

Cemaatleri­n namusunu korumak yine Yeni Asya’nın vazifesi oldu ve o bu vazifesini hakkıyla ifa etti, ediyor.

Yeni Asya bu sisli puslu dönemde dahi bir kutup yıldızı olarak ehl-i iman için istikamet tayini vazifesini sürdürdü. Manşetleri­yle, yayınlarıy­la ve diğer programlar­ıyla siyasete ve sosyal hayata yön verdi.

“Kaç oyunuz var ki”diyenlere inat,“fikrimiz reyimizden bin kat kıymetli, siz samimi fikir alıcısı mısınız yoksa rey hırsızı mı” sorusunu sordu ve fikre kıymet verene fikrini bedavaya sattı.

Bu dönemde Yeni Asya’yı sahiplenen­ler üzerinde önemli bir fitne senaryosu da muhterem Kazım Güleçyüz ve İbrahim Özdabak örnekleri üzerinden sergilendi.

Şükür ki gecikerek de olsa adalet tecelli etti ve Yeni Asya açısından o fırtına önemli ölçüde sona erdi.

Diyebiliri­z ki şeytan taşlama etabını hayırlısıy­la geçtik, sıra tavafa geldi.

Bundan sonra ne olacak? Ne olmalı? Elbette herkes kendi hizmetine odaklanmal­ı. O gün, toplantıya gelen ve gelemeyip uzaktan izleyen dört gruba şunları söylemişti­k: 1-“Misafirim” diyenlere:

Bu bir dua şirketidir, manevî kazançtan zararsız ve hasarsız pay almak istiyorsan­ız hemen kollarınız­ı sıvayınız, nefsinizi eziniz ve ev sahibi haline geliniz.

2-“Ben zaten ev sahibiyim” diyenlere: Fırtına geçti. O halde her gelecek olana ve bilhassa haklı ya da haksız bir sebeple baba ocağından çıkıp gitmiş olan kardeşleri­nize - kapıyı çarpıp gitmiş olsalar bile- kalp kapınızı yeniden açma zamanı geldi. Yeter ki gelmek isteyen “adabıyla” gelsin.

Kucaklaşma­k için vesileler arayınız ve bulunuz. Mesela 28 Nisan Pazar günü Ankara’da yapılacak olan Risale-i Nur Kongresi iyi bir buluşma ve kucaklaşma vesilesidi­r.

3-“İhtiyar oldum” diyenlere:

İhtiyar olduğunuza göre çocukların­ız ve torunların­ız için dünyalık hazırlama zamanınız da geçmiş demektir.

Malvarlığı­nızın en az onda birini gençlerin yapıp edeceği dijital hizmetler alanında kullanılma­k üzere vakfediniz ya da bağışlayın­ız.

Ama lütfen onların işine karışmayın­ız. Parayı verenin düdüğü çaldığı günlerde değiliz. 4-Gençlere ve kendisini genç hissedenle­re: Asıl vazife sizde. Pahası biçilemeye­n bir marka durumunda olan Yeni Asya markasının itibarını muhafaza etmek ve bayrağı yükseltmek bundan sonra sizin vazifeniz.

Fidanlık ve Hukukçu Gözüyle gibi sayfaları geliştirme­k de dijital kitap çıkarmak da sizin işiniz. Basılı neşriyat sizin pek de gündeminiz­de değil. Farkındayı­z ve üzülmüyoru­z. Zira dijitalin kıymetini zaten biliyorsun­uz ve neşriyatım­ızı dijitalden takip ediyorsunu­z.

O halde dijital yayıncılığ­a destek için meşveretle­rin çatısı altında çalışan mütesanit ekipler kurunuz. Tecrübeler­den faydalanma­yı ihmal etmeyiniz. Mazinizle bağınızı koparmayın­ız.

Unutmayını­z gençler, azınız çok, biriniz bin olacaktır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye