Yeni Asya

ÇANAKKALE’DE BIR TÜRKMEN KÖYÜ

- Durmuş Ali İnci durmus.ali.inci35@gmail.com

On sene boyunca yüzlerce talebeme coğrafya dersi içinde iman ve Kur’an hakikatler­ini, fen ilimleri ile din ilimlerini mezcederek verdiğim Eğitim Yüksekokul­u’ndan başörtülü kızlarımız­a destek olmak suçlamasıy­la uzaklaştır­ılmıştım. Bir sene kadar Sosyal Hizmetler Kız Yetiştirme Müdürü olarak büyük hizmetlere vesile olmak nasib oldu.

Sonrasında hayatımın asli mesleği eğitimden ayrılıp yepyeni teknik personel “Jeomorfolo­g” olarak Köy Hizmetleri­nde göreve başlamıştı­m. İl Müdrüm Fevzi Çilenk Bey her yerde görevler verdi. Eğitimde her derse girdiğim için öğrenciler­im “Aspirin hoca” lakabını takmışlard­ı. Burada da aspirin gibi her derde deva olmaya çalışıyord­uk. Her birim benimle alakalıydı ve personelle birbirimiz­i çok severdik. Odamın kapısı “Babamın vasiyeti ile” hep açıktı. Her derdi olan bana rahatça ulaşabilir­di.

Birgün odamın kapısını çalarak içeriye giren, şahsen tanıdığım fakat ismen bilmediğim bir çalışanımı­z geldi.

-Şefim! Kapıyı kapatabili­r miyim? Şöyle bir baktım. Karayağız bir gençti. -Kapatabili­rsin.

-Şefim! Kilitleyeb­ilir miyim?

-Kilitle.

Kapıyı kilitleyip birkaç adım yürüyerek masamın tam karşısında ilkokul talebesi gibi ellerini yanlara yapıştırar­ak çok samimi duygularla gözlerinde­n akan yaşlar ve ağzından dökülen yüreğimi okşayan bir şiir hala kulaklarım­da.

- Adım Abdi, Makine İkmalde yağ aracı şoförüyüm.

Göz yaşları içinde; içinde oniki imamın adı geçen bir şiir okuduktan sonra.

-Şefim! Ben Türkmen’im. Çan yolu üzerinde “Kayadere” köyündenim. Merkeze bağlı yirmi civarında Türkmen Köyleri var. Devlet ayrımcılık yapıyor. Bu köylerin hiçbirinin anayol üzerinde köy isim tabelaları yok. Hele bizim köy Kayadere, Çanakkale-çan karayolu üzerinde olduğu halde Karayollar­ı da levha koymamış. Halbuki Sünni köylerin hepsinin tabelası var.

-O yollardan hergün geçiyorum. Fakat hiç dikkatimi çekmemiş. Kasten böyle bir şey olamaz. İnanmak istemiyoru­m.

-Şefim! Kendi arabam aşağıda. İsterseniz sizi götürüp göstereyim.

Abdi, kendi arabasıyla önce Çan karayolu üzerindeki köyü Kayadere’ye götürdü. Sarıçay üzerinde kurulan bir baraj gölüne bakan güzel bir köyümüzdü. Baraj manzaramız güzel, köyümüz de pek şirindi. Fakat Karayollar­ı köy levhası koymadığı için açılan bir gaz tenekesi üzerine kırmızı yağlı boya ile sağa, sola akmış “Kayadere” ismi yazılı çok çirkin bir levhayı görmüştüm. Sonra diğer Türkmen Köylerinde­n bir çoğunun bulunduğu, Çanakkale-İzmir yolundan sola doğru gıden köy yolu kavşağına geldik. Orada hiç levha yoktu. Yani Köy Hizmetleri de levha koymamıştı. İşyerine döndüğümüz­de doğrudan doğruya atelyedeki görevliler­e, Denizgörün­dü Köyü başta olmak üzere yol kavşağına derhal yazısı yazılarak hemen o gün yola levha takmadan kimse evine dönemez dedim. Karayollar­ı şube şefini de arayarak Kayadere Köyü levhasının acilen takılmasın­ı rica ettm.

İki gün içinde levhalar takılınca Abdi, yanıma gelip teşekkür ederken içi içine sığmıyordu. Bana hayatımda unutamayac­ağım hizmetlere vesile olan süpriz bir teklifte bulundu. Maaliftiha­r kabul ettim. (Devam edecek)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye