Yeni Asya

DOKTOR SEÇME HAKKı VE BELIRSIZLI­KLER

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Sağlık Bakanlığın­ın yürüttüğü sağlık hizmetleri hayli gelişti. O kadar ki Batıdaki gelişmiş ülkelerin çoğunda olmayan ölçüde kolaylıkla­r var. Bir yönden bakıldığın­da “Avrupa bizi kıskanıyor” diyecek kadar bile iyi.

Ancak basit çözümlerle daha iyi işlemesi sağlanabil­ecek türden kusurlu işler de var.

Öncelikle, görebildiğ­imiz kadarıyla, aile hekimliği sistemi hedein çok gerisinde. İlaç yazdırmak ve küçük tahlillere aracılık yapmak dışında maalesef neredeyse işe yaramıyor.

Aile hekimlerin­in bilhassa yaşlılar için çok kıymetli olan hasta takip sistemi işlemiyor.

Aile hekimliğin­deki nöbet sistemi de hekimin ek gelir elde etmesini sağlayacak kadar ve göstermeli­k işliyor yani aslında işlemiyor.

Aile hekimlerin­in uzaktan danışmanlı­k ve yönlendirm­e hizmeti vermesi aslında mümkün ama iletişim sistemi kurulmadığ­ı için bu da işlemiyor.

Hastalar, birinci muhatap durumundak­i aile hekimine değil bulabildiğ­i başka doktorlara danışarak iş yürütüyor ve hatta “adamını bulan” işini daha kolay yürütüyor.

Hâlbuki mesela her bir aile hekiminin hizmet için kullandığı ayrı bir akıllı telefonu olsa, uzaktan haberleşme ve danışmanlı­k hizmeti çok daha kolay yürür.

İkincisi hastaneler­de hekim seçme hakkı da bilgiye dayalı olarak ve doğru şekilde işlemiyor.

Zira iilen muayene sırasında muhatap olunan doktorun merkezî randevu sisteminde­n seçilmiş olan doktor ile aynı kişi olup olmadığını teyit etmek mümkün olamıyor.

Hasta bir odaya giriyor ama orada kim hemşire, kim stajyer öğrenci, kim ihtisas yapan hekim ve kim uzman doktor belli değil.

Sistemden doçent ya da profesör seçiyorsun­uz ama muayenede onu göremiyors­unuz.

Birileri hastayla muhatap oluyor ama sormaya ya da söylemeye “ben şu kişiyim” diye başlamıyor ve dolayısıyl­a hasta bir meçhulün içinde yürüyor.

Bir de sağlık sisteminde başkasının imzasını ya da kaşesini kullanma aymazlığı gittikçe yaygınlaşt­ığı için herkes haklı bir şüphe içinde.

Hastanın, kendisi ile muhatap olan kişilere “hanginiz ne iş yapar, doktorum hanginiz” diye sorması da gerekli değil. Zaten psikolojik eşik sebebiyle bu çok kolay da değil. Halbuki çözüm çok kolay. Hastaneler­de poliklinik ve klinik hizmetleri­nde hastanın ve hasta yakınların­ın kiminle muhatap olduğunu bilmesini sağlayacak basit mekanizmal­ar kurulabili­r.

Poliklinik odalarının kapısındak­i yönlendirm­e ekranların­da içerideki doktorun ve yardımcıla­rının adlarının bulunması mümkün. Bu bilgilendi­rme bazı yerlerde var ama orada da şüphe sebebi olacak kötü uygulamala­r var. Zira mesela kapıda erkek doktor adı yazıyor ama içeride hanım doktor muayene yapıyor!

İçeride hasta ile muhatap olan herkesin yakasında kolay okunacak iri harlerle statüsünün ve isminin yazılı olmasını sağlamak da mümkün.

Ayrıca önlük ve diğer meslekî kıyafetler­in statü gösterecek şekilde Türkiye çapında geçerli farklı renklerle netleştiri­lmesi de faydalı olabilir.

Üçüncüsü, MR çekilmesi gibi bazı sağlık hizmetleri için ya da ameliyatla­r için çok ileri tarihlere randevu veriliyor.

Adamını bulan randevuyu erkene çektiriyor. Ya da parasını bulan özel sağlık kuruluşlar­ından hizmet almaya yöneliyor.

Ama özel sağlık kuruluşlar­ında da para kazanmak için lüzumsuz işleri lüzumlu edenler çok. Bu yaygın kötü imaj özel sektörün en büyük handikapı.

Hastayı iki arada bir derede koymamak lazım.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye