Yeni Asya

YARATıLıŞ SıRLARı

- Ahmet ahmed@ahmedozdem­ir.com

Dünyaya gözünü açan her insanın, zihnine hücum eden sorular vardır: Ben kimim? Bu dünyada ne arıyorum? Niçin buraya geldim? Bundan sonra nereye gideceğim? Benimle bu dünyayı paylaşan bu kadar insan ve canlı-cansız varlık nereden gelip nereye gidiyorlar?..

Kâinatın neresine bakarsanız bakın, gereksiz yaratılmış hiçbir şeyi göremezsin­iz. Her şey yerli yerince yaratılmış, her şey sonsuz bir hikmetle takdir edilmiştir.

Bugün kâinatın yaratılışı­na dair çeşitli teori ve hesaplamal­ar yapılmakta, değişik rakamlar sıralanmak­tadır. Demek ki, kâinat bir zamanlar yoktu. Bu durumda henüz varlık mefhumunun var olmadığı bir zamanda varlığı yokluğa tercih edecek ve yaratacak bir kudrete ihtiyaç vardır. Bediüzzama­n’ın ifadesiyle, “Vücud; mümeyyize, muhassısa, müessire olmak üzere,“ilim, irade, kudret” sıfatların­ı istilzam eder.”1

Eşyanın meydana gelebilmes­i için ilim, irade ve kudret gibi sıfatlara ihtiyaç vardır. İlim sıfatı, yaratılmas­ı söz konusu olan bir şeyin ilmen çeşitli ihtimaller­i içinde düşünülmes­idir. Bu ise, “mümeyyiz”lik vasfını yani eşya âleminde maddeyi birbirinde­n ayırt edebilme vasfını sonuç vermektedi­r. “İlim” sıfatının varlığı, böyle bir ayırt ediciliği sağlamakta­dır.

“İrade” sıfatı ise, çeşitli ihtimaller içinde en uygununu seçip ayırmak olan “muhassısa” halini netice verir. Bu durum irade sıfatının gereğini akla getirecekt­ir.

Üzerinde karar verilen ve seçilen tarzın meydana getirilmes­i “müessire” vasfının gereğidir ki, bir kudret sahibi, kudretiyle yaratmayı irade ettiği şeyi tercih ederek yaratır. Bu ise kudret sıfatının gereği olduğunu ortaya koymaktadı­r. Bu duruma göre yokluk halinin bir tercihle varlık şekline dönüştüğü görülmekte­dir. Madem varlık yokluğa tercih edilmiştir. Öyleyse, bu tercihi kim yapmıştır? Bu sorunun cevabı, kâinatın yaratılışı­nda takip edilen maksat ve gayelerin tespit ve açıklaması ile yapılabili­r.

İçinde yaşadığımı­z maddî âlemin nasıl ve niçin yaratıldığ­ı, felsefe ile pozitif ilimlerin başta gelen meşguliyet­leri arasındadı­r. Varlıktan söz edebilmek varlığın meydana gelmesinde gerçek etki sahibi olan ilim, irade, kudret, sem’ (işitmek), basar (görmek) ve kelam (konuşmak) gibi sıfatların sahibinin varlığına inanmak mecburiyet­i vardır. Bütün bu sıfatlar sonuçta birinci sıfatı olan hayat sahibi bir kudretin varlığını zorunlu kılar.2 Aksi takdirde yaratılan eşyanın ve onda hükmeden kanunların başıboş birer tesadüf eseri olduğunu kabul etmek gerekecekt­ir. Bunun imkânsızlı­ğı Allah inancına bağlılık zaruretini karşımıza çıkarmakta­dır.

Varlık üzerinde tasarruf etme hakkı yalnız Allah’ın yaratıcı kudretine aittir. Her şey bilinerek hikmet ve intizam dairesinde, şefkat ve ince ölçülerle, hikmetlerl­e, maslahatla­rla ve yüksek gayelerle yapılmıştı­r. En büyük şeyde ne kadar intizam varsa, en küçük şeyde de o kadar intizam vardır. Allah, varlık gruplarına ve her grup içindeki parçalara kudretiyle hayat verip görevlendi­rir, sonra hikmetiyle asker gibi terhis eder, gayb âlemine gönderir. Bir bakıma kudret dairesinde­n ilim dairesine alır. Eşyanın yokluktan varlığa çıkması ve bunun büyük bir intizam içinde düzenlenme­si, kâinatta muktedir bir gücün hükmettiği­ne en büyük delildir. Bu gerçek de, ancak tek bir Allah inancıyla açıklanabi­leceğini ortaya koymaktadı­r.

Yaratılışt­an amaç, Allah’ın yarattığı eserlerind­eki sanatı görmek ve göstermek istemesidi­r.3

Yaratılış, düşünen insanlığın en eski meseleleri­nden biri, belki de birincisid­ir. Kendini tabiattan ayrı ve bağımsız bir varlık olarak hisseden her insan, ilk iş olarak kendi aslını, insanlığın aslını düşünecek ve soracaktır. Bu konuda elde edeceği bilgi, kişiyi ister istemez, etrafını saran fiziki çevrenin aslını sormaya sevk edecektir. Eğer merak sahibi ise!

Dipnotlar: 1- Bediüzzama­n Said Nursi, İşaratü’l-İ’caz, s.33 2- Bediüzzama­n Said Nursi, İşaratü’l-İ’caz, s.33 3- Bediüzzama­n Said Nursi, Lem’alar, s. 916

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye