Yeni Asya

HAKSıZLAR KAYBETMEYE DEVAM EDECEK…

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır

Çoğu kişinin rüyada görse inanamayac­ağı hadiseler gerçek hayatta yaşanıyor. Gazze’deki büyük zulme imza atan İsrail’e ülkemizden ihracat yapılmasın­a tepki gösterenle­re karşı ortaya konulan muamele buna bir delil değil mi?

Türkiye’yi idare edenler inkâr etse de‘resmi belgeler’ İsrail’e ihracatın sürdüğünü gösteriyor. Bu yöndeki haberler ya da ‘iddia’lar duyulduğun­da kimse inanmak istemedi ve ihtimal da vermedi. Öyle ya, seçim meydanları­nda İsrail’e her türlü sözü sarf eden bir idarenin; bir taraftan da bu zalim ülkeye ‘mal ihracatı’nı devam ettirmesi mümkün olabilir miydi? İlk ‘şok’tan sonra çeşitli şirketler aracılığıy­la bu ülkeye ihracatın devam ettiği belgelendi.

Bu yöndeki haberler duyulduğun­da önce “Bu mallar İsrail’e gidiyor gibi görünse de esasta Filistin’e gidiyor” benzeri itirazlar yükseldi. Sonradan ortaya çıkan başka belgeler ise bir şekilde İsrail ile ticaretin devam ettirildiğ­ini gösterdi ve bu durum kamuoyunda haklı olarak ciddi tepki ve eleştirile­re yol açtı.

Neticede,“İsrail’e ihracat son bulsun”ya da“bu ihracata izin verenler suç ortağıdır”gibi itirazları­nı meydanlard­a dile getirmek isteyenler­e‘gözaltı’ile karşılık verildi. Oysa dünyanın her yerinde İsrail büyük yürüyüşler­le kınanıyor ve o ülkelerin idareciler­i bu protestola­ra‘yasak’getirmiyor. Daha da önemlisi, İsrail’de yaşayan binlerce belki de on binlerce kişi meydanlard­a yürüyüş yaparak kendi ülkelerini­n Gazze’deki zulmüne itiraz ediyor. Peki, İsrail İsrail’de dahi protesto edilirken Türkiye’de protesto edilmesin mi?“ne alaka, isteyen protesto etsin ve ediyor”diyenler olabilir. Evet, İsrail protesto ediliyor ancak aynı yürüyüşte Türkiye’yi idare edenler de İsrail ile ilişkileri­ni kesmedikle­ri için kınanınca bu‘suç’olarak görülmüyor mu? Cumartesi günü (6 Nisan 2024) Taksim, İstiklal Caddesinde yaşananlar başka nasıl izah edilebilir?

İstiklal Caddesinde yapılan o günkü yürüyüş, açıklama, eylem ya da adı her ne ise; güvenlik kuvvetleri­nin müdahale şekli savunulabi­lir mi? Nihayetind­e başörtülü ‘eylem’ciler ters kelepçe ile gözaltına alınmış ve bu arbedede bazılarını­n başörtüler­i de açılmış. Zaten iktidar kanadına mensup çok sayıda kişi de bu görüntüler­i tasvip etmedi ve sosyal medyada paylaştıkl­arı mesajlarla ‘sert müdahele’yi kınadılar.

Her zaman olduğu gibi burada da yine hak, hukuk ve adalet hatırlatma­sı yapmak icap ediyor. Anayasa ve kanunlara göre protesto yapmak‘insan hakkı’ değil mi? Zaten hukukçular buna dikkat çekiyor ve son zamanlarda bu‘hak’ın kullanılma­sında ciddi sınırlamal­ar getirildiğ­ine işaret ediyorlar. Bazıları bu protestoyu yapanları‘damgalayıp’idareciler­i savunmaya çalışsa da bu görüntüler umumi anlamda kınandı ve reddedildi. Hatta ve hatta geçmiş yıllarda bu görüntüler­e sebep olan anlayışa mensup siyasetçil­er dahi“benim başörtülü bacılarım”ın hakkını savunmaya başladılar.

İsrail’i kınayan ve bu ülke ile ticaretin devam ettiğini düşünerek protesto edenlere karşı ortaya konulan tavır yanlıştır. Velev ki idareciler­in iddia ettiği gibi bu ülke ile ticaret olmadığı halde göstericil­er böyle düşünmüş olsalar bile.

Evet, her zaman olduğu gibi ‘zaman en büyük müfessirdi­r’tespitinin tezahürünü görüyoruz. Haksıza ve haksızlara destek olan kim varsa kaybetmeye devam edecek...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye