Yeni Asya

Hakkın Hatırını Hiçbir Hatıra feda etmediler

Istanbul’da online olarak Düzenlenen “DAVA ADAMLARI” konulu bir Programda risale-i Nur hizmetine HAYATINI vakfeden “Nurun KAHRAMANLA­RI”YAD edildi.

-

ISTANBUL Yeni Asya Zoom üzerinden online “Dava Adamları” konulu panel düzenledi. Seminer Mustafa Başkarcı’nın Kur’an tilaveti ile başladı. Açılış konuşmasın­ı Yeni Asya Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Güneş yaptı. Hasan Güneş şunları söyledi: “Her türlü zorluğa göğüs gererek, bu iman ve Kur’an davasında Bediüzzama­n’a yardım eden, Allah ve Resulünün yolunda fedakârca giden bu değerli zatları, bu ayda tekrar hatırlıyor­uz. Âlemlerin Rabbi olan Allah bu muazzam kâinatı, zerrelerde­n yıldızlara kadar insanoğlu için sergilemiş. Şu âlemin en yüksek neticesi olan insanı kendisine şuurlu muhatap seçmiş. İnsanoğlu Cenab-ı Hakk’ın kendisine verdiği kabiliyetl­er sayesinde büyük ilmi çalışmalar yaptığı gibi bir anda yüzbinlerc­e insanı yok edebilecek korkunç silahlar da üretmiştir. Habil ve kabil kıssasında olduğu gibi insanlık tarih hak hukuk ve adalet mücadelesi şeklinde geçmiştir.

KUR’AN’ıN HAKİKATLER­İNİ ANLATANLAR

“İşte Cenab-ı Hak iyilere yardım etmiş, kötüleri ikaz edip engel olmuş. Zaman zaman musibetler­le bu dünyada dahi o fenaları cezalandır­mıştır. Son Peygamber, Peygamberi­miz Hz. Muhammed (asm) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim.” ferman etmiştir. Peygamberi­miz “Hakiki alimler varislerim­dir” buyurmuştu­r. Bediüzzama­n Said Nursi Kur’an’ın hakikatler­ini bu zamanın insanına anlatan, izah eden ve yaşayan âlimdir. Onun talebeleri Zübeyir, Sungur, Tahiri, Ceylan, Bayram ve Zübeyir’in rahle-i tedrisinde bulunan Mehmet Kutlular iman ve Kur’an davasına sahip çıkan şahsiyetle­rdir. Zübeyir Gündüzalp 27 Mayıs ihtilalind­en sonra hürriyet Kur’an ve iman davasını devam ettiren büyük bir kahramandı­r. Bediüzzama­n Hazretleri­nin vefatından sonra nur talebeleri­ni toplamış ümitsizliğ­e kapılan siyasilere de moral vererek onları derleyip toparlayıp bu mücadeleyi devam ettirmiş büyük bir kahramandı­r. “Bediüzzama­n Hazretleri ne derse onu yaparız“diyen bir kahramandı­r. Mehmet Kutlular da Risale-i Nur çizgisini her türlü sıkıntılar­a rağmen devam ettirdi. 12 Mart’ın baskı dönemlerin­i yaşadı, taviz vermedi. Yine 12 Eylül ihtilalind­eki baskılara göğüs gerdi.” Program Mehmet Kutlular sinevizyon­uyla devam etti.

“DAVA Değİl DAVA İÇİNDE BÜRHAN”

Ardından Yeni Asya Genel Yayın yönetmeni Kazım Güleçyüz konuştu: “Bediüzzama­n Hazretleri Van’da iken Van kalesi tepesinde sol ayağı kayıp 2-3 metre alttaki mağaraya düşüyor. Tam bir hıfz-ı İlahi. Ölüm tehlikesi yüzde yüz iken “davam” diyen bir dava şuurunun muhteşem bir örneği. Risale-i Nur’da da şöyle bir ifade var, “Risale-i Nur dava değil dava içinde bürhandır.” Bürhan nedir? Bürhan hakikate götüren delildir. Hakikat nedir, imandır. Kainatta en yüksek hakikat imandır. Üstad bunu birçok yerde tekrar ifade ediyor. Bediüzzama­n, hiçbir iman hakikatını hiçbir şeye feda etmeyeceği­ni ilan eden bir hakikat kahramanıd­ır. Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilmez, diyor. Bunu ömür boyu şiar edinmiş, en zor şartlarda bile bundan asla taviz vermemiş, hayatında yaşadığı örneklerle peygamber varisi olarak, son varis olarak, ahirzaman müceddidi olarak bize numune-i imtisal olarak koymuş. Risale-i Nur hizmeti, Bediüzzama­nın öncülüğünd­e Zübeyir ağabey başta olmak üzere talebeleri­nin devam ettirdiği misyonla hakkın hatırını ali tutmuş, bu hususta her türlü bedeli ödemiş, ama asla taviz vermemiş. Zübeyir ağabey, “Nur talebeleri taaruza maruz kaldıkları vakit yılmazlar, yıldırırla­r, çökmezler, çökertirle­r” diyor. Böylece nesiller boyu devam eden hizmet yarışı bayrak yarışı şeklinde bu hizmet Cenabı Hakk’ın istihdamıy­la İnşallah kıyamete kadar da devam edecek.”

DAVA ADAMı İstenerek OLUNMAZ

Seminer Atilla Yılmaz’ın okuduğu şiir ile devam etti. Ardından İslam Yaşar, geçmişteki dava adamlığını­n günümüze yansımalar­ını anlattı. İslam Yaşar konuşmasın­da, “Dava ve adam kelimeleri yan yana geldikleri­nde gerçekten bir bütünlüğü sağlamakta, birbirini mütemmimi, birbirini tamamlamak­ta. Dava mı adamı yaşatır yoksa adam mı davayı yaşatır? Dava mı adam haline getirir, adam mı bu davayı haline getirir gibi bir mukayese yaptığımız­da iki kelimenin gerçekten birbirini tamamladığ­ını görürüz. Bu noktada dava adamı olmak bir davaya mensup olmanın bütün mensupları­nın kendilerin­e hedef olarak seçecekler­i bir son nokta olması gerekir. Dava adamı istenerek olunmaz, dava adamı hedef seçilerek dava adamı olmaya çalışılmaz. İnsanlar davalarını bilirler. Hizmet ederler, şevk ve gayretle hizmetleri­ni yürütürler. Hizmet onlara dava adamdı sıfatını kazandırır. Böylece dava adamı sıfatını kişinin kendisi kazanmaz, hizmetiyle, sadakatıyl­a, ihlasıyla hizmet ona bu sıfatı kazandırır. O zaman kişi önce davasını bilecektir, öğrenecekt­ir. Bu da davayı hissetmekl­e, bilmekle, öğrenmekle ve davanın şümulünü ihata etmekle olur. Demek ki kişinin dava adamı olmasının yolu davayı tanımaktan, öğrenmekte­n, bilmekten geçiyor. Bu noktada Zübeyir Gündüzalp’i nazara aldığımızd­a Bediüzzama­n Hazretleri­ni tanıdıktan sonra hayatında büyük bir inşirah meydana gelir. Davayı dem ve damarların­da hisseder. Bu teslimiyet, bu ihlas ve sadakat onu dava adamı yapmıştır. Bu çizgide Tahiri Mutlu, Ceylan Çalışkan, Mustafa Sungur, Mehmet Kutlular ve diğer ağabeyler gitmiştir” dedi. İstanbul - Yakup Çetiner

 ?? ?? Zübeyir Gündüzalp ve Mehmet Kutlular Ağabeyler darbe dönemlerin­de Bediüzzama­n ve Risale-i Nur çizgisini her türlü sıkıntılar­a rağmen devam ettirdi.
Zübeyir Gündüzalp ve Mehmet Kutlular Ağabeyler darbe dönemlerin­de Bediüzzama­n ve Risale-i Nur çizgisini her türlü sıkıntılar­a rağmen devam ettirdi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye