BIR IÇ DÖKÜŞ

Az z Üstadım, ürgünde oluşunuz, ülkenizde yaşanan zulümler, ehl-i siyasetin ayak oyunları ve yüklendiğiniz dertler sizi varlığa muhabbet ve hürmetten alıkoymadı.

Keklik avlamak için tüfek doğrultan tüm avcıları vazgeçirdiniz. Öküze, “öküz efendi” eşeğe çalışkanlığına vurgu yaparak, “işlek” dediniz. Hakir ve hor görülen sineklere dair “sinek müdafaanamesi” yazdınız. Rızkınızı karıncalar ve kedilerle paylaştınız. Tüm mahlûkatı şefkatle bağrınıza bastınız. Çınar ağacını kucaklayarak ağlandınız, ağladınız. Her aziz hatıranız beni ağlatıyor, ağlatıyor.

Öyle ya, “herkes kendi karakterinin gereğini sergiler.” (İsra/84) Çünkü bu böyledir.

Her türlü bedeli ödediniz fakat adaletten zerre miskal sapmadınız, merhameti terk etmediniz.

Eskiden rüzgârla, yağmurla dostluk edemezdim. Ama şimdi onların da hâl diliyle benimle konuştuğunu duyuyorum. Nerede tanıdık bir çiçek görsem, Risale-i Nur’un talim ettirdiği gibi, “Bu çiçek kimin mührü ise ve kimin nakşı ise, elbette bütün zemin yüzündeki o nevi çiçekler O’nun mühürleri,

Snakışlarıdır” diyorum. Nerede karıncalarla karşılaşsam, onların nimet-i İlahiyenin küçücük parçalarını telef olmaktan, çiğnenmekten koruduklarını, küçücük hayvanatın cenazelerini toplamakla görevli sıhhiye memurları olduklarını hatırlıyorum. Böylece vahşetimi ünsiyete dönüştürüyorum. Yaratılmışların hukukuna riayet etmeye çalışıyorum. Varlığa saygı duyuyorum. İsimleriyle sesleniyorum kuşlara, ağaçlara, çiçeklere…

Ve yirmi üçüncü yaşım, gençliğim, sana sesleniyorum. Seni gerçek vatanına, kalbine çağırıyorum. Henüz yolun başındasın ve geri dönemeyecek kadar uzakta da değilsin. Hz. Musa’nın, Hızır’ı iki denizin birleştiği yerde bulduğu gibi, sen de dünya ahiret dengesi içerisinde nurlarda ara ölümsüzlük suyunu. Kur’an hakikatleriyle hem kalbini hem aklını besle. Hem dini ilimlerde hem de modern ilimlerde derinleş. Hizmette fedakârlıklarla, Efendimiz’in (asm) izinden gidenleri takip et. Elinden geldiğince kendi imanın ulvi ufuklarına yükselt, Rönesansına hazırlan. Bu fırtına dinip güneş çıktığında, sen de bütün ihtişamınla ortaya çıkacaksın.