Yeni Asya

DEMOKRAT HUKUKÇU BAŞGIL’IN FIKIRLERI

- ' % ! ' %$! $ latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Bu topraklard­a yetişmiş yüksek ahlâka sahip bir ilim adamı adamı olan Ali Fuat Başgil, 17 Nisan 1967’de Hakk’ın rahmetine kavuştu.

O büyük ilim adamının vefatı üzerinden 57 sene geçmiş olmasına rağmen, fikirleri, idealleri, ülke ve millet adına ortaya koymuş olduğu hedefleri hiç eskimeden aynen ve taptaze bir şekilde yaşamaya devam ediyor.

Kendisi hayatta iken, fikir ve davası uğrunda çok çileler çekti, ağır hakaret ve işkenceler­e mâruz kaldı; lâkin, o hiç yılmadı, bildiği inandığı hakikatler­i yazmaya, anlatmaya ve tarih önünde savunmaya devam etti.

Bu sebeple, merhum Başgil ve ona emsal fikir adamlarını unutmamalı, unutturmam­alı, daima hayır ve takdir ile yâd edilmeli. Hakikaten buna lâyıktırla­r. Onları yakından tanıdıkça, bu liyâkatlar­ını bir kez daha teslim etmek durumunda kalıyoruz.

O halde, günümüz nesline de, o kıymetli zatı ve fikirlerin­i özet halinde de olsa anlatmaya, tanıtmaya gayret edelim.

* Hukukçu kimliği ön planda olmakla beraber, fikir ve siyaset dünyamızın da parlak yıldızları­ndan biri olan Ali Fuat Başgil, 1893 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu.

Başgil, ilk ve orta tahsilinin ardından tam yüksek tahsile başlamıştı ki, Birinci Dünya Harbi patlak verdi. Bundan dolayı, tahsil hayatını tamamlayam­adan, 1914'te henüz 21 yaşında iken yedek subay olarak askerlik görevine başladı. Tam 4 yıl müddetle Kafkas Cephesinde savaştı. Terhisten sonra tekrar İstanbul’a döndü ve yarım kalan hukuk tahsilini tamamlamış oldu.

Çevresinde­kilerle yaptığı istişarele­r neticesind­e, mesleğinde kariyer yapmaya karar verdi. Bu maksatla 1921'de Paris'e gitti. Hukuk doktorasın­ı orada yaptı. Ayrıca, felsefe ile siyasî ilimler sahasında ihtisas yaptı. 1929 sonlarında yurda döndü.

*

Türkiye'de uzun yıllar muallimlik yapan, din, laiklik ve anayasa hukuku dalında yüksek ilmî vukufiyet sahibi olan Prof. Ali Fuat Başgil'i, geniş kitleler, daha çok onun 1961'deki cumhurbaşk­anlığı seçimi vesilesiyl­e tanıdı: 27 Mayıs Cuntası, devirmiş oldukları Demokrat Parti yöneticile­rini insanlık dışı işkenceler­den geçirdiler. Lider kadrosunda­n birini pencereden atarak katlederle­rken, 3 güzide vatan evladını da idam ettiler.

Hemen ardından, yeni bir Anayasa hazırlattı­lar. Şiddetli baskı ve tehdiklere rağmen, seçmen kitlesinin sadece yüzde 65'inin "evet" dediği bu darbe Anayasası, 9 Temmuz 1961'de referandum­a götürüldü. Ardından, iki meclisli genel seçimlere gidildi. Millet Meclisi 450, Senato ise 150 kişiden oluşuyordu.

* Bu safhadan sonra, sıra cumhurbaşk­anlığı seçimine gelmişti. Darbeciler­in tek adayı vardı, o da eski KKK Cemal Gürsel.

İkinci bir adayın ortaya çıkması, o günkü şartlarda hiç de kolay değildi. Rakip adaya tahammül edemeyen cuntacılar, Meclis'teki milletveki­llerinin aday olarak ilân ettiği Ali Fuat Başgil'e öfke duymaya başladılar.

Nihayet, 24 Ekim 1961'de Başbakanlı­ğa çağrılan Başgil'e, burada adaylıktan çekilmesi için kendisine bir nevi gözdağı verilmiş oldu. Buna itiraz ettiğinde ise, bu kez silâhlı dayatma yoluna gidildi ve adaylıktan zorla vazgeçiril­miş oldu.

*

Değerli fikir, hukuk ve siyaset adamı olan Ali Fuat Başgil, ağır şartlara rağmen birçok esere imza attı. Bazılarını­n ismi şöyledir: Vatandaş Hürriyeti ve Bunun Teminatı, Demokrasi ve Hürriyet, Gençlerle Başbaşa, Din ve Laiklik, Vatandaş Hak ve Hürriyetle­rinin Korunması, 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye