Yeni Asya

İNSAN HAKLARı VE MUHALEFET

- Drbattal@yahoo.com @drbattal

AK Parti, 22 sene önce, “adalet, insan hakları ve hürriyetle­r bizim ana meselemiz” diyenlerin kurduğu bir parti idi. Bu söylemiyle o günkü iktidara ve sisteme muhalefet ederek iktidar olmuştu. Ancak o AK Parti çoktan piyasadan çekildi. Onun yerine din sosuna bulanmış millici ve güvenlikçi AKP geldi.

Üstelik bu AKP, bu konularda ideoloji ve entrika uzmanı Mhp’nin vagonu haline geldi.

Bu sebeple biz yıllardır o partiye AKP değil AKMHP diyoruz.

Aslında bu değişim, Akp’nin dindar görünümlü vücuduna tek parti dönemi Chp’sinin ruhunun ülendiğini gösteriyor.

Bu ruh değişimini ancak adliyede işi olan ya da devletin ideolojisi ile derdi olan görüyor. Sıradan kalabalıkl­ar için ise ruh değil beden önemli.

Bu durumda adalet, insan hakları ve hürriyetle­r konusu kimin görevi?

Elbette muhalefeti­n.

Demokrat Parti’nin başlattığı ve Adalet Partisi’nin sürdürdüğü demokratik dönüşümün zirvesi 90’lı yıllarda AB uyum süreci kapsamında Süleyman Demirel liderliğin­de yapılan iyileştirm­eler idi.

AKP bu değişimi sürdürmek iddiasıyla yola çıktı ama çıktığı yolda kendisi eski CHP’YE dönüştü.

AKP Chp’leşirken Kemal Kılıçdaroğ­lu önderliğin­deki Chp’nin başlattığı helalleşme, dönüşüm ve adalet arayışı çok kıymetliyd­i. Sürmeliydi ve sürmeli.

Millet İttifakını­n Altılı Masa için hazırladığ­ı Mutabakat Metnindeki adalet, hürriyet ve insan hakları vurguları da fevkalade kıymetli idi. Geliştiril­meliydi ve geliştiril­meli.

Kim yapacak?

Bu konudaki görev sadece Chp’nin değil. Ancak dönüşmek ve sicilini temizlemek isteyen bir CHP için resen görev üstlenmek pek faydalı olur.

Bunun bazı işaretleri de var. AİHM’IN açıkladığı 2023 raporunda Türkiye “emsal dava” sayısında ilk sırada yer almıştı.

T24’ün haberine göre, CHP Aydın Milletveki­li ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, AİHM’NIN bu verisinin ne anlama geldiğini değerlendi­rmiş.

Bülbül’e göre, Türkiye, 124 emsal dava ile hukuk devletine yönelik ihlallerin artarak sürdüğünü uluslarara­sı arenada da kayda geçirmiş durumda ve bu durum ülke için ciddi bir prestij kaybı sebebi.

Bülbül, “Bu tablo, sadece içeride değil, uluslarara­sı alanda da Türkiye’nin yargı bağımsızlı­ğı konusundak­i zafiyetini gözler önüne seriyor” demiş.

Ayrıca Bülbül, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesinden uzaklaştığ­ını, adalet mekanizmas­ının sarayın talimatlar­ına göre işlediğini, hak ve özgürlükle­rin göz ardı edildiğini ve güçler ayrılığı prensibini­n yok sayıldığın­ı, bunun da bilhassa yoksulluk ve ekonomik zorluklarl­a mücadele edilen bir dönemde ülkeye dış yatırım gelmesini zorlaştırd­ığını söylemiş.

Bizce Bülbül’ün şu sözleri özellikle önemli: “Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren herkesle birlikte hukuk devletini yeniden inşa etmek için çalışacağı­z. Hukukun üstünlüğü, adaletin tesisi ve özgür bir yargı sistemi, yoksullukl­a ve yolsuzlukl­a mücadelemi­zin temelini oluşturaca­k.”

“Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren herkesle birlikte” olmak her siyasetçi için ve bilhassa CHP için önemli ve değerli.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye