SUNI GÜNDEM ISTIAMı...
Tesbit şu ki Bahçeli’nin fonda şarkılı yürüyüşünden bu denli “siyasi maksatlar”ın çıkarılması, siyasi hayatı boyunca yaptığı “siyasi atraksiyonlar” siyasette derin değişimlere hamlediliyor.
Bilindiği gibi 2002’de tam da ağır ekonomik krizin etkilerinin hafiflemeye başladığı süreçte ani bir çıkışla “3 Kasım’da seçim” ilânıyla içinde bulunduğu koalisyonun sonunu getirip Akp’nin yüzde 34 oyla Meclis’in yüzde 65’ini doldurarak tek başına iktidarı sağlandı.
Partisi dahil Anasol-d ve Anasol-m koalisyonunda yer alan diğer koalisyon ortaklarıyla birlikte sözkonusu hükûmette yer almayan, ekonomik krizde hiçbir dahli olmayan DYP’YI ve topyekûn muhalefet yüzde 10’luk “seçim barajı”na takıldı.
Keza 2014’te Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği seçimde Kılıçdaroğlu’na MHP-CHP’NIN ortak adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu teklif eden Bahçeli, en büyük “sürprizi” 7 Haziran 2015’ seçimlerinden sonra yaptı.
Seçim gecesi Akp’nin tek başına iktidarı kaybettiğinin anlaşılması üzerine bu kez “1 Nisan’da erken seçim” çağrısıyla AKP’YI ve Erdoğan’ı kurtaran Bahçeli, bu vetirede 15 Temmuz (2016) Hâdisesi’ni suiistimalle Erdoğan’la işbirliği daha da tahkim edilirken, “madem Cumhurbaşkanı fiili olarak Anayasaya uymuyor o zaman Anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım” gerekçesiyle 16 Nisan 2017 referandumuyla “tek kişilik otoriter rejim”e kapı açıldı.
Bu bakımdan, bütün tavzihlere rağmen Bahçeli’nin sosyal medya üzerindeki son paylaşımlarının “yeni bir siyasi had bildiren” ve siyasi tabloyu tersine çeviren 31 Mart seçimleri sonuçlarını tersine çevirmeyi amaçladığına dair istifhamlar artıyor.
Zira can çekişen “otoriter rejim”e “yolun sonu”nun göründüğü; bu yüzden “50+1” yerine “40+1” benzeri garabetlerin, mevcut Anayasaya uyulmazken bir yeni “siyasi olta” olarak “tek kişilik ucûbe yönetim”in tahkim edileceği “yeni anayasa” suni gündemi ortaya atılıyor.
ayr-ı meşru bir muhabbetin merhametsiz bir adâvettir ve merhametsiz azap çekmektir”
Bed üzzaman