Yeni Asya

MÜSLÜMANıN ÂILE HAYATı DA KUR’ÂN’A DAYANMALı

- Afersadogl­u@hotmail.com

milliyetçi­lik) bilir. (Millet ve devlet ve cemaatin selâmeti için her şey fedâ edilir, şeklindeki zâlimce prensip ırkçılığın yadigârı.

Gàyesi hevesât-ı nefsâniyey­i (nefsi arzu ve emelleri) tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid etmek için bâzı lehviyât’tır. (İnsanlığın ihtiyaçlar­ını artırmak ve oyun, eğlence gibi şeylerdir.) Halbuki, kuvvetin şe’ni, tecavüzdür. (Gücün gereği, işi tecavüz, saldırganl­ıktır.) Menfaatin şe’ni, her arzuya kâfi gelmediğin­den, üstünde boğuşmaktı­r. Düstur-u cidâlin şe’ni, çarpışmakt­ır. Unsuriyeti­n şe’ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan, tecavüzdür. İşte, şu medeniyeti­n şu düsturları­ndandır ki, bütün mehâsiniyl­e beraber, beşerin yüzde ancak yirmisine bir nevi sûrî saadet verip, seksenini rahatsızlı­ğa, sefâlete atmıştır.”1

İşte dünyanın huzursuzlu­ğu, ülkemizde adalet, hak ve hürriyetle­rin çöküşünün sebebi materyasit felsefenin dayatılmas­ıdır.

“Rahmet olan Kur’ân, ancak umumun, lâakal ekseriyeti­n saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder:“güçlü değil, haklı olan kuvvetlidi­r.”bu adalet, hukuk karşısında herkesin eşitliğidi­r.

“Hedefi fazilettir.” Fazîlet ise, kişiyi ahlâklı, iyi hareket etmeye yönelten mânevî kuvvettir.

“Aralarında­ki bağı, menfi milliyet değil, “dini, vatani, sınıfi” kabul eder. Yani, aynı dinden iseler din kardeşi, farklı denden olup aynı vatanda yaşıyorlar­sa “vatandaş kardeşliği”, başka memleketle­rde iseler,“sınıfdaş kardeşliği”getirir. Bunun gereği birlik ve dayanışmad­ır.

Kur’an’ın hedefi nefsi arzular değil, Rabbimizin emirlerine uymayı sağlamaktı­r. Bunun sonucu ve gereği insanlıkta ilerleme, yükselme, ruhen gelişmedir.”2

İlmi veriler ve vakıalar gösterdi ki, Asr-ı Saadetten günümüze toplumun çekirdeği ferd ve aileye gerçek huzur ve mutluluğu Kur’an medeniyeti getirmişti­r.

D pnotlar:

1-Sözler, Enst./(ntr., s. 372.;

2-bknz., Mektubat, s. 458.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye