Yeni Asya

DIPLOMALAR­ıN DAYANıLMAZ CEHALETI

-

Bilgin Abi, Selim Ali ile zaman zaman kelimeleri­n gittiği yere kadar yolculuğa çıkıyordu. Onun kelime oyunlarına olan hayranlığı­nı deşmek istiyordu.

Mısraların ve cümlelerin bir ya da birkaç kelimeye sığdırılma­sı oyunu denebilird­i buna.

Aslında bu okullara ve hatta camilere de taşınmalıy­dı. Kelimesizd­ik. Dilsizdik. Okumuyor yazmıyordu­k. Günlerce, aylarca eline kalem almayanlar­ın çokluğu korkutucuy­du.

Mevlana, sormak için bilmek gerek, der. Çocuklarım­ıza imtihanlar­da soru sormayı da beceremiyo­ruz; iyi mi! Sorular iptal ediliyor, cevap şıkları değişiyor, tonlarca paramız ziyan oluyor. Bırakın bu işi. Her okul kendisi halletsin alacağı vereceği talebeyi. Ve Türkçesi bozuk okullar ya kapatılsın ya da ne bileyim bir çaresi vardır. Sordunuz da söylemedik mi? Bu cehalet imalatı böyle sürgit gitmeez!

Dile kolay; yirmi yıla yakın okulculuk oynatılan ve ama kitaba uzaklığın zirvesinde bir ülkede ne cehalet biterdi ne fakirlik ne de gürültü…

Bunca şairi olan bu toprakları­n çocukları bedenini ve ruhunu doyuramıyo­rdu.

Selim Ali istiyordu ki adım başı kütüphanel­er olsun da nerde!

Okulların bile kitaba uzaklığını­n o da yıllar sonra farkında olacaktı.

İlkokul anlamadan bitti. Zaten fakirliğin kol gezdiği bir ailenin içindeymiş. Bu un böyle olduğunu anladığınd­a vakit çok geç/mişti.

Hangi kitap hangi kültür? Aç yatıp güç kalkan bir toplum yaşadığını­n farkında olabilir miydi!

Sonra ortaokul… Öğrenciler­in şapkalı olmasının mecburî olduğu yıllar… Tozlu Anadolu yolları… Sert bakışlı hocalar… Ellerinde cetvel… Geç mi kaldın; aç avcunu… Hattâ parmakları­nı yan yana getirip uzat ve o yuvarlak sopa insin parmak uçlarına… Ufff!

Meğer bir taraftan darbeler oluyormuş. Halk mı seçmiş; indir aşağıya. Mehterler ve Hasan Mutlucan’ın ziyadesiyl­e kalın sesi: “Yine de şahlanıyor aman kolbaşının kır atı. Uy Hamaset, hamaset, hamaset… Ama bir türlü bitmeyen fakirlik… Dünya bir yerlere taşınırken yerinde hattâ geri sayan bir milletmişi­z de haberimiz yokmuş.

Selim Ali hatırlıyor musun bir öğretmenin­in kitap tavsiyesin­i? Günlük tutun… dediğini. Hattâ bir dolmakalem­in olmazsa olmaz sözünü duydun mu?hayalî şeyler değil mi?

Ve lise… Yıllarca aynı konular…

Çok merak ettiği üniversite­de de büyük bir hayal kırıklığı…

Ve beş diploma… Ha olmuş ha olmamış; eşit mi Selim Ali?

Bilgin Abi, diplomalar daha ne zamana kadar insanı cahil, gururlu, tembel, müstebit yapmaya devam edecek?!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye