BRICA İstanbul ş rket satın almalarının önünü açab l r
Coğrafya, M&A süreçler nde c dd etk ler olan b r faktör. Bu durum kend s n satın alma süreçler nde sıkça hatırlatmaktadır. Örneğ n Türk ye’ye yönel k satın almalarda Avrupa ş rketler n n yönet c ler Türk ye’ye daha sıcak yaklaşırken; ABD, Ç n g b uzak bölgeler n yönet c ler daha mesafel davranab lmekted r. Burada, b r yandan kültürel/tar hsel uzaklık söz konusu ken b r yandan da f z k uzaklık önem taşımaktadır. N hayet nde, Türk ye’dek b r satın alma sürec nden sonra üst düzey yönet c ler n hatta ortakların faal yet göster rken sık sık Türk ye’ye gelmes gerek r. Avrupalı ş rket yönet c ler aynı gün ç nde toplantı yapıp ger dönecek mesafede ken Ç n ya da ABD ç n bu mümkün değ ld r. Uzaklığın get rd ğ dezavantajı avantaja çev recek konulara odaklanmak M&A süreçler nde önem taşımaktadır. Özell kle Ç n le kültürel benzerl kler m z n avantaj olduğu düşünüleb l r. Avrupa ve Amer kan kökenl ş rketlerle satın alma süreçler n b z ve sonrasını da yerel ş rketler m z rahatlıkla yürüteb lmekted r. Türk ye’n n BRICA İstanbul Z rves ’nde de görüleb lecek b r kültürel avantajı bulunmaktadır. B rçok kültürel unsur Ç n’ n ve Malezya’nın kültürüyle benzeşmekted r. Büyüğe, devlete, unvana saygı, ş hayatında da dostluk temasının ön planda olması g b tarzlarımız yoğun b r benzerl k göstermekted r. Türk ye’n n Avrupa ve Asya’da b r köprü n tel ğ nde oluşu Türk ye’y BRICA üyeler arasında da öneml b r yere taşımaktadır.
Akademik, kültürel ve ticari işbirlikleri, BRICA üyeleri arasında aynı dili konuşmaya, birbirini tanımaya zemin hazırlayacak ve satın almaları da kesinlikle artıracaktır. Almanya, Fransa gibi halihazırda ülkemizde doğrudan yatırımları yüksek olan ülkelere yeni Avrupa ülkeleri eklenmesi ve Çin, Malezya gibi Türkiye’ye yatırım konusunda görece yeni çalışmaya başladığımız ülkelerle karşılıklı iş fırsatlarının gelişmesi büyük önem taşımaktadır. Yeni ülkelerle iş ilişkileri geliştirilmesinin yeni fırsatlar doğuracağı aşikar. Bu fırsatlar, doğrudan sınır ötesi satın almalar olabileceği gibi stratejik iş birlikleri şeklinde de olabilecektir.
BRICA İstanbul sonrasında KOBİ’ler n zleyeceğ yol
Şirketlerin ortaklıklarını üçüncü kişilere, hele ki yabancı yatırımcılara açabilmesinin ön koşulu kurumsallaşma, kaydilik ve şeffaflıktır. KOBİ’ler aile şirketi olmakla birlikte, tüm operasyonlarının kayıtlı olması, açıklanabilir ve hesap verilebilir olması oldukça önemlidir. Bunun satın alma işleminin hemen öncesinde değil, belli bir süre boyunca sağlanmış ve sürdürülüyor olması da alıcılar için güven vericidir. Günümüzde sadece ortaklara bağlı olmayan, profesyonel bir yönetim anlayışı da, satın alma sürecini kolaylaştıran unsurlardan biri olarak görülmektedir.
BRICA’ya üye ülkelerde M&A ( birleşme ve satın alma) süreçlerinde de yukarıda saydığımız prensipler öncelikli olarak değerlendirilecektir. Coğrafyanın geniş olması ve iş kültürlerinin farklılık göstermesi nedeniyle bu tip işlemlerde bölgede yeni fırsatlar belirdikçe KOBİ’ler için daha önce hiç toplantı yapmadıkları ülkelerden potansiyel alıcılarla karşılaşmak söz konusu olabilir. KOBİ’ler için alıcı taraf belirginleştiğinde onların kültürlerini tanımaları kritik önem taşımaktadır. Alıcı tarafın önceliklerini, pazarını, stratejik hedefini bilmek satıcı tarafın da elini güçlendirebilir.
Kuşak ve Yol G r ş m ’n n get rd ğ fırsatlar
Şirket değerini arttırmak her zaman uzun vadeli bir çabanın sonucudur. Bu nedenle Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) projelerinde görev almak, ilgili KOBİ’nin büyük bir coğrafyada vizyonunu geliştirecek, fırsatları ve tehditleri algılamasını sağlayacak, finansal/stratejik ortaklıklar kurabilmesini kolaylaştıracaktır.
M&A süreçler nde yabancı yatırımcıların Türk ye’ye bakışı
Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu hem kaliteli işgücü sağlarken hem de iyi bir iç pazar oluşturmaktadır. Son dönemde işgücünün USD bazında daha ucuz hale gelmesi de avantaj olarak görülebilir. Türkiye’nin Avrupa-Asya geçiş bölgesinde olmasının lojistik ve stratejik avantajlarına ek olarak yabancıların ortaklığı ile ilgili belirli sektörler (medya, savunma sanayi gibi) dışında bariyerlerin olmaması veya yerli ortak koşulunun olmaması da Türkiye’yi cazip hale getirmektedir.
ABD’nin son dönemlerdeki tek taraflı yaklaşımı, Çin ile sürdürdüğü ticari çekişmeler Türkiye’ye belli fırsatlar sağlayabilir. Orta Doğu’da, Orta Asya’da, Türki Cumhuriyetlerde ve Afrika’da yapılacak olan her türlü yatırım konusunda Türkiye’nin kültürel ve coğrafi yakınlığı önemli bir köprü olma avantajını beraberinde getirmektedir. İç pazara yönelik üretim hedefleyenler ülke içindeki büyüme beklentisine önem verirken, ihracat bazlı büyüme hedefleyen şirketler Türkiye’nin bu “hub” olma özelliğine odaklanmaktadırlar.
Son olarak, siyasi konjonktür de doğrudan yabancı yatırımcıların ilgisinin seviyesini belirlemektedir. Dalgalı olmayan, barışçıl dönemler, M&A işlemlerine hız kazandırır. Nitekim, 2017 yılındaki yüksek satın alma işlem hacimlerinin ardından 2018 yılındaki düşük hacimler bunun doğruluğunu doğrular niteliktedir.