Yen İpek Yolu boyunca entegrasyon
Sayın Suma, ekonomik entegrasyon Türkiye için neden bu kadar önemli?
Sorunuzun yanıtı aslında oldukça basit! Entegrasyon, Türk firmalarına ticaret yolları boyunca inanılmaz fırsatlar sunuyor ve Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan yeni İpek Yolu da bu ticaret yollarından biri. Nihayetinde İstanbul, bu iki kıtanın buluştuğu şehir.
Bir başka önemli husus da şu; biz Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası olarak bu fırsatlardan azami yararlanmanıza yardım edebiliriz!
Genel olarak açıklayacak olursak, ekonomik entegrasyonun faaliyet gösterdiğimiz her yerde o kadar önemli olduğuna inanıyoruz ki, yaptığımız her şeyde üç orta vadeli stratejik önceliğimizden biri her zaman bu oluyor. Tabii ekonomik entegrasyon da tek başına yeterli değil. Ancak, sonuca ulaşmamızı sağlayacak çok önemli bir araç.
Ekonomik entegrasyonu mal ve hizmet ticaretini, sınır ötesi yatırımları ve belki hepsinden de önemlisi yeni fikir alış verişlerini destekleyecek bir araç olarak görüyoruz. Dolayısıyla, rekabeti ve yenilikçiliği destekleyen, pazarda verimliliği arttıran ve hükümetleri reform yapmaya teşvik eden çok önemli bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Tabii aynı zamanda yatırımda kullanılabilecek finansman kaynaklarını da çoğaltıyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası olarak biz, sınır ötesi finansman akışı ve yatırımlar, ticari finansman, altyapı, KOBİ’lerin vasıflarının arttırılması ve standartlarının yükseltilmesi, politika reformlarına ilişkin çalışmalar yürütülmesi ve kurumsal yatırımcılarla ortaklıklar kurulması yoluyla açık pazarları ve entegrasyonu desteklemekte kararlıyız.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Suma Chakrabart , Kuşak ve Yol
G r ş m ’n n yen t caret yolları boyunca ekonom k entegrasyonu sağlayan öneml b r olumlu t c güç olma potans yel ne sah p olduğunu anlattı...
XXDevam etmekte olan bir entegrasyon örneği vermek ister misiniz? Aslında Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yaptığı Gümrük Birliği bu duruma çok güzel bir örnek. Gümrük Birliği 20 yıldır devam ediyor ve bu süre içinde Türkiye, tüm dünyada AB’nin en önemli beşinci ticaret ortağı haline geldi; AB ise Türkiye’nin küresel ticaretinin yüzde kırkından fazlasını temsil ediyor. Üstelik, Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımların üçte ikisinden fazlası da Avrupa Birliğinden geliyor. Tabii verebileceğim başka örnekler de var. Kuşak ve Yol Girişimi de bu yeni ticaret yolları boyunca entegrasyonu sağlayan önemli bir olumlu itici güç olma potansiyeline sahip. Ancak entegrasyon tamamen fiziksel bir şey değil. Entegrasyon aynı zamanda yumuşak bağlantıları da beraberinde getiriyor. Yumuşak bağlantılar derken, daha büyük, daha verimli sermaye piyasalarının gelişmesini, yeni teknolojilerin ve yeniliklerin çok daha hızlı biçimde aktarılmasını kastediyorum.
XTürkiye’nin doğası gereği avantajlara sahip olduğundan bahsettiniz. Peki Türk şirketleri hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Türk şirketlerinin, çoğu zaman Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının da desteğiyle bu ticaret yollarında başı çektiğini görmek hiç şaşırtıcı değil.
Bunun pek çok örneği var. Ancak özellikle üç tanesinden bahsetmek gerekir diye düşünüyorum. Bir tanesi, burada, İstanbul’da Avrupa ve Asya’yı gerçek anlamda bağlayan Avrasya Tüneli.
Okuyucularınızın çoğu, kıtaları bağlayan bu entegrasyon örneğinden muhtemelen her gün olmasa da düzenli şekilde faydalanıyor olmalılar. Avrasya Tünelinin finansmanına 150 milyon USD katkıda bulunmuş olmaktan dolayı çok gurur duyuyoruz. BGözlerimizi biraz daha uzağa, Orta Asya’ya, Kazakistan’ın Almatı kentine çevirecek olursak da kamu-özel sektör ortaklığı ile inşa edilecek BAKAD çevre yolu için imzalanan imtiyaz anlaşmasını kutlamalıyız. Bu proje, Orta Asya’da uluslararası en iyi uygulamalara dayanarak yapılan ilk kamu-özel sektör ortaklığı. Bu arada, imtiyaz anlaşmasını imzalayan da Türk ve Kore şirketlerinin oluşturduğu bir konsorsiyum. Sadece bir örnek daha vereyim. Bu örnek, bir AİKB müşterisiyle ilgili ancak projenin kendisi bir AİKB projesi değil, hatta yapıldığı ülke bizim faaliyet gösterdiğimiz ülkelerden biri bile değil. Ancak konuştuğumuz bu konuyla yakından ilgili.
Türk firması Zorlu Enerjinin, Pakistan’ın Jhimpir bölgesinde, Hyderabad’de kurduğu ilk rüzgar enerji santralinden bahsediyorum. İpek Yolu boyunca daha fazla yeşil enerji yatırımı yapılabilmesi için inanılmaz bir potansiyel var. Türk yatırımcılar, AİKB’nin finansman ve politik reform konusundaki desteğiyle burada gerçekten büyük bir fark yaratabilirler.
XYani Türk şirketleri daha şimdiden yeni İpek Yolunda başı çekmeye başladılar. Peki burada AİKB nasıl bir rol oynuyor?
Bu yeni ticaret yollarının potansiyeline ulaşması, Kuşak ve Yol Girişimi gibi girişimlerin hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından bir çok noktada güçlü olduğumuza inanıyoruz.
Yatırımlarımızı büyük oranda özel sektör üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Şu anda verdiğimiz kredilerin yaklaşık yüzde seksenini özel sektöre verdiğimiz krediler oluşturuyor. Kuşak ve Yol Girişiminin ve Türkiye dahil, tüm devletlerin imzaladığı Gündem 2030’un öngördüğü önemli altyapı projelerini finanse etmek için özel finansman şart.
AİKB, iklim finansmanında ve yeşil ekonomiyi finanse etmek için özel sektörün harekete geçirilmesinde dünya lideri. Özellikle, sürdürülebilir altyapının geliştirilmesinde uzmanız, kamu-özel sektör ortaklıkları üzerindeki çalışmalarımız ve Altyapı Proje Hazırlama Finansmanı gibi getirdiğimiz yenilikler de bunu destekliyor.
Üstelik, yıllardır yeni İpek Yolu boyunca birçok ülkede, özellikle de İpek Yolunun başarısına en fazla katkıyı sağlayacak sektörlerde faaliyet gösteriyoruz.