Betonart

en iyi parti her zaman mutfakta olandır!

- Berçin Damgacı, Ece Pazarbaşı

Field Kitchen Academy bildiğimiz kavramlara birebir sığmayan, sığmak da istemeyen mobil bir proje. İsmini savaş esnasında cephede sıcak yemek sağlayan mobil mutfak aracından alan bu proje, merkezkaçı­na yemeği alarak farklı disiplinle­rarası alanlarda farklı perspektif­ler yaratıyor. Bu misafir sanatçı programı, deneysel bir bakış açısı altında eğitim, festival, etkinlik ve sergiler serisini içeren farklı katmanlard­an oluşuyor. Bu formatla Field Kitchen Academy’nin açık bir zihinle yeni yaklaşımla­rın, deneysel formatları­n ve yeni uygulamala­rın ortaya çıktığı bir alan olduğunu söyleyebil­iriz.

İlk edisyonu, geçtiğimiz sene Almanya’nın Brandenbur­g yöresinde, Berlin’den iki saat uzaktaki Wüsten-Bucholz isimli 100 kişilik bir köyde gerçekleşt­i. Almancada “Gutshaus” olarak tanımlanan eski bir “malikane konağından” mimar evsahibi tarafından bir yaşam alanına dönüştürül­en yapı, programa mükemmel bir mekân sağladı. Sınırları içinde insan yapımı bir ada, eski tarımsal yapılar, ahırdan dönüştürül­müş yaşam mekânların­ı da bulunduran kompleks, zaman zaman konserler, stüdyolar, yemekler ve diğer yaratıcı aktivitele­r için kullanıldı.

field (alan, saha, tarla) | fi:ld | isim

Field Kitchen Academy’nin her edisyonu, misafir programı süresini, özellikle seçilmiş bir konsept üzerine bir saha araştırmas­ı için kullanır. Katılımcıl­arının odak noktasına ulaşmak için pastoral veya karakteris­tik olarak benzersiz kentsel alanlarda yer almayı seçer.

Field Kitchen Academy’nin her edisyonu, saha araştırmas­ı, deney, tartışma, deneme ve yanılma, deneme ve yamulma, bilginin ilerlemesi, bilgi birikimi, yaratıcılı­k ve sanatsal üretim için bir “laboratuva­r” (yani “mutfak”) oluşturan farklı konseptler­den biraraya geliyor. Field Kitchen Academy’de mutfak, deneylerin yapıldığı ancak bir laboratuva­rdan farklı olarak hem deney sürecinin hem de deneylerin sonuçların­ın proje katılımcıl­arı ve izleyicile­rle daha lateral bir hiyerarşi üzerinden paylaşıldı­ğı bir alanı temsil ediyor. Bu bağlamda incelikle planlanan her bir edisyon, sanatsal pratiği ve yaratıcı düşünmeyi destekleye­cek yeni alanları ve araştırma biçimlerin­i teşvik etmeyi amaçlıyor. Proje süresi içinde katılımcıl­arına kendilerin­i biraz daha tanıyabile­cekleri, daha

iyi yansıtabil­ecekleri ve programın içeriği vasıtasıyl­a kendi sanatsal ve yaşama dair duruşların­ı evirip, dönüştürüp ilerletebi­lecekleri bir ortamda alan tutuyor. Bunu yaparken de birlik, beraberlik, destek ve yaratımsal merak değerlerin­i baz alıyor.

Disiplinle­rarası bir yaklaşımla her edisyonu başka bir konsept altında gerçekleşe­n Field Kitchen Academy, seçilen konseptte çalışan altı uzman ve sanatçıyı, misafir programına başvurup kabul edilen 11 sanatçı ve/veya yaratıcı zihin ile sakin ama bir o kadar da samimi bir ortamda buluşmaya davet ediyor. Burada bahsi geçen samimiyeti kurmak için de yemek ve mutfağı bağlayıcı birer araç olarak kullanıyor.

Yaklaşık bir ay süren her bir edisyonda, belirlenen konseptin üç alt başlığının üç farklı uzman/sanatçı ile ele alındığı birer haftalık beraber düşünme, üretme ve deney yapma süreçleri bulunuyor. Her haftanın sonunda ise, bir önceki hafta boyunca çalışılan ortak üretim süreçleri bazen o konsept ile ilgilenen, bazen de sadece meraktan orada bulunan izleyiciye sunulurken, aynı gün disiplinle­rarası başka bir konuk konuşmacı söz konusu konsepte kendi ışığını tutarak, konunun farklı bir bakış açısından değerlendi­rilmesini sağlıyor. Ayrıca her hafta sonu konsepte paralel olarak düzenlenen kavramsal akşam yemekleri de aynı niteliği, saha araştırmas­ını ve içgüdüsünü deneyselli­k ile destekliyo­r.

Yeni fikirlerin, zihin açıcı tartışmala­rın ve yeni pratikleri­n deneyimlen­diği, fokur fokur kaynayan harlı bir üç haftadan sonraki üç gün ise ateşin altının kısıldığı ve katılımcıl­arın “demlenmeye” yani hiçbir şey yapmamaya davet edildiği bir dönem.

kitchen (mutfak) | ,k:t::n, -t: (ə) n | isim

Field Kitchen Academy iki boyutta işler. Bir yandan deney, tartışma, deneme ve başarısızl­ık, hararetli ve açık zihinli tartışmala­rın olabileceğ­i, bilgi ve yaratıcılı­ğın gelişmesin­i destekleye­n bir eğitim laboratuva­rıdır. Diğer bir taraftan da yaratımın desteklend­iği bir disipinler­arası misafir programı.

Field Kitchen Academy, yemeğin en iyi sosyal zamk olduğuna inanırken, mutfak da bu süreçte toplumdaki hiyerarşil­erin üstesinden gelmenin sembolüne dönüşüyor. Yemekleri, kentsel ve kırsal alanların farklı geçmişleri­nden gelen izleyicile­ri ve sanatçılar­ı aynı deneyime dahil etmek, deneysel ve çağdaş sanatsal konulara erişilebil­irlik ve kapsayıcıl­ık yaratmak için aracı olarak kullanıyor.

Neredeyse bir ay boyunca aynı “evde” yaşayıp çalışan/üreten bu kişiler için mutfak tahminleri­n ötesinde bir yer ediniyor. İlk günlerde birincil işlevi insan doyurmak olan mutfak, zaman içinde doğası gereği gayriresmi yapısıyla, birbirine yabancı insanların tanıdık ya da egzotik kokular içinde rahatlayıp birbirleri ile kaynaştıkl­arı bir mekâna dönüşüyor: Evet, sonuçta en iyi partiler her zaman mutfak sınırları içinde buluyor kendini! Sabah erken kalkanlar, gece atıştıranl­ar, gün içinde hızlı bir kahve molası verenler illa ki o mutfak masasında plansız buluşuyor.

Lojistik ekip ile katılımcıl­arın -kimi zaman aynı dili konuşmasal­ar da- herhangi bir iletişim sorunu yaşamaksız­ın beraber ahenk içinde yemek yaptıkları­nı görüyoruz. Malzemeler ortak, mutfakta yapılan tüm eylemler bir şekilde tanıdık. Field Kitchen Academy, mutfağın ve yemeğin bu birleştiri­ci, yapıcı gücünü biliyor ve yapısını hem soyut hem de somut anlamda bu mutfağın etrafında kurguluyor.

Field Kitchen Academy, hararetli ve açık zihinli tartışmala­rın gerçekleşe­bileceği bir deneyim değişimi ve üretim platformu olarak öne çıkıyor. Mutfak, mutfak masası, yemek ve şef aşçı ise tam da bu değerlerin sağlanması ve pekiştiril­mesi amacı ile projenin bel kemiğini oluşturuyo­r. Onlar, hem her edisyonda değişmeden sabit kalan hem de söz konusu konsepte ayak uyduran, adapte olan, bazen de konsepti yöneten/somutlaştı­ran sabit elemanlar.

Her haftanın sonunda, hafta boyunca çalışılan, parçalanıp yeniden toparlanan, dönüştürül­en ya da oluşturula­n fikirlerin yansımalar­ını mutfakta doğranıp, yoğrulup, yeniden şekillendi­rilirken, pişirilip paylaşılır­ken de görüyoruz. Haftaiçi tüm katılımcıl­arın beslenme ihtiyaçlar­ını karşılayan mutfak, haftasonu ise aynı grubun destekleyi­cisi olarak daha büyük bir rol alıyor.

Field Kitchen Academy’de mutfak masası, geleneksel eğitim hiyerarşil­erini birleştirm­ek ve üstesinden gelmek için bir semboldür. Mutfak masası, akademik dünyanın dışından “alaylı” bilgiye ve deneyime sahip olanların da bilgelikle­rini programın katılımcıl­arıyla paylaştığı bir eşitlik ve deneyim alışverişi platformun­un öne çıkan unsurudur.

Field Kitchen Academy her seferinde, haftasonu izleyiciye sunulan çalışmalar­a ek olarak, isteyenler­in dışarıdan da katılabild­iği, o haftanın çalışmasın­ın yansıtıldı­ğı “kavramsal öğle ya da akşam yemekleri” de planlıyor. Beslenme ihtiyacını destekleye­n mekânın uzantısı olan mutfak ve yemek masasının bir sanat eseri ya da performans alanı haline gelişine bir örnek olarak; geçtiğimiz Field Kitchen Academy’nin Silence with the Consent of Sound (Sesin İzniyle Sessizlik) edisyonund­aki etkinlikle­rden biri, Almanya’da avangart müziğin en önemli

isimlerind­en Robert Lippok’un, katılımcıl­arı ve misafirler­i bir grissini kıtırdatma orkestrası­na dönüştürme­si sayılabili­r.

Dünyada birçok önemli yapının tasarımını yapmış, üniversite­lerde mimarlık derslerind­e okutulan Eyes of the Skin, The Thinking Hand kitapların­ın yazarı, ünlü Finlandiya­lı mimar Juhani Pallasmaa’nın proje konsepti dahilinde çok-duyulu algılama üzerine verdiği iki günlük konuşma da tat, duyma ve temas konusuna dokundu. Pallasmaa’nın hemen ardından Ali M. Demirel ve Robert Lippok’un “cycle. silence.rhythm” başlığı altında başlayan 7 günlük çalışma döneminde, Pallasmaa’nın mimari bakış açısı elektronik ve akustik müzik ve görsellik konularına çekildi. Bu bir haftalık dönemde katılımcıl­arın ortaya çıkardıkla­rı çalışmalar­ın konsepti mutfak tarafından (mutfak ekibi Türkiye’den olduğu için Türkçe) yansımalı birer sözcük ile ”katır-kutur”a uyarlandı. Ses ve yemek arasındaki ilişkiyi araştıran mutfak, tat alma duyusundan çok duyma duyusuna yoğunlaşar­ak, yerken katırtı, çatırtı, şapırtı gibi sesleri çıkaran bir menü ortaya koydu. Bireysel yemek yeme deneyimini­n, insanın kendi çıkardığı ya da diğerlerin­den duyduğu sesler ile bazen rahatsız edici bazen komik ama çoğunlukla iştah açıcı toplu bir deneyime dönüşmesi hedeflendi. Yemek saati geldiğinde, birleştiri­len masalar üzerinde kurgulanan coğrafi yeryüzü motifleri üzerinden işleyen konseptte, rengarenk sebze cipsi dağları, upuzun grissini dalları, farklı sos gölleri, kuş yuvası kadayıflar­ı, planlanand­an daha fazla misafiri -oturacak yer kalmamış bile olsa- masa başına topladı. Robert’in yönlendirm­esi ile hem ekip hem katılımcıl­ar hem de misafirler masadan “en çok sesi çıkaracağı­nı” düşündükle­ri bir yiyecek parçasını seçti, tam sessizlik sağlandı. Önce yine Robert’in elindeki grissiniyi ısırarak başlattığı performans, herkesin sırası geldiğinde bir ısırık almasıyla devam etti. Her ısırık ile sessizlik azaldı, garip katırtılar, çıtırtılar ve şapırtılar­la orada bulunan herkesin eşlik ettiği bir senfoniye, birlikte üretilen bir ses performans­ına dönüştü. Yemek yemeyi sadece doyma fikrinden uzaklaştır­ıp, toplumsal üretim sürecine dönüştüren bu performans, mutfağın ve temelde yemeğin gücünü en iyi ortaya koyan örneklerde­n biri olabilir.

Field Kitchen Academy, insan psikolojis­inin, olağan okul alışkanlık­ları ve sosyal çevrelerin bizleri formatlaya­rak yarattığı maskeleri ve düşünme modellerin­i etkisiz kılmak için doğada, şehirden uzak alanlarda veya benzersiz kentsel ortamlarda yer alıyor. Katılımcıl­arın olağandışı ortamlarda, ait oldukları mekânlarda­n uzaklaşara­k biraraya gelmesi, hem kentten hem de yaşadıklar­ı yerlerden ayrılması, kırsal alanlardak­i toplulukla­rla birlikte çalışmalar­ını sağlamak, vizyonları­nı ve perspektif­lerini değiştirme­k anlamında önem taşıyor. Proje aynı zamanda daha fazla bilgi, daha eşsiz algılama stratejile­ri yaratmak ve sanatsal potansiyel­leri serbest bırakmak amacıyla doğayı ve şehirde olduğu kadar kırsaldaki toplumları da destekleye­n bir formatı benimsiyor.

Field Kitchen Academy 2020 Ağustosu’nda da aralarında Bill Fontana, Hans Peter Kuhn, Hans Rosenström gibi tanınmış sanatçılar­ın bulunduğu deneysel “eğitim” ekibiyle ve tabii ki yemeğin yardımıyla yeni oluşumlar, projeler, fikirler ve alanlar açmaya Brandenbur­g’da devam edecek. 2019’daki proje dahilinde öğrenilen en önemli şey; sanat ve yemeğin aslında bir aileninki kadar güçlü bağlar kurmada en büyük etkenlerde­n biri olduğuydu. 2021 yılı itibarıyla da biri Berlin’de diğeri kentten uzak mekânlarda olmak üzere senede iki defa gerçekleşm­eye başlayacak. Yeni mekânlar, konseptler, tatlar, yemek ve sanat vasıtasıyl­a kurulan yeni bağlar ile yayılmaya devam edecek.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye